TÜRKÇE

“Dökerek ruhumuza, kara sevgilerini
İkiz kardeşler gibi, batan güneşler gibi
Dağ, bulut, deniz, orman, yaz ve kış ortasından
Birbiri arkasından geçiyor bütün günler”

Bolselam. Hayat biraz bu şiirdeki gibi hem paldır küldür hem güzel gidiyor. Samet elektro gitarını, perdesiz gitarını, Ekin tenor saksafonunu, Fethi akustik gitarını, Canberk bagetlerini, Barış da kontrbasını – Barış’ın yokluğunda Okan bas gitarını- yanına alıyor ve sık sık buluşuyoruz. Besteler yapıyoruz. Tarz olarak bir tür rock müzik yaptığımızı söyleyebiliriz.

-metuevents.com/category/campus-sessions Campus Sessions #9 / Sinağrit Baba
Vokal & Akustik Gitar: Fethi Yıldırım Perdesiz Gitar & Kopuz: Samet Karadeniz Diren Külhanbey Söz & Müzik: Fethi Yıldırım
Görüntü: Mehmet Şimşek & Mücahit Gürbüz Kurgu: Mehmet Şimşek

Gruba isim koyacağımız dönemde, Sinağrit Baba öyküsündeki av ve avcı ilişkisi ilgimizi çekmişti. Benzer bir ilişki Halim Şefik’in Balık Ağzı şiirinde de vardır. Sinağrit Baba, kendi avcısını seçmeye çalışmaktadır. Buradaki küskünlük ve yorgunluk hissi, onun oltayla ya da ağ ile arasındaki ilişkiye bambaşka bir boyut katar. Sinağrit Baba, yırtıcı, hatta saldırgan bir balıktır. Ancak artık yorgundur. Dolayısıyla avcısını seçen av, hala av mıdır, sorusu bizi gıdıklıyordu. Bizim de müzikle aramızdaki ilişki de benzer bir doğallıkla ilerlediği için aslında hayatın bizi içine yuvarladığı müziğin, bir yanıyla seçimimiz de olması ikililiği, Sinağrit Baba’yı isim olarak seçmemizde etkin oldu.

Tüm bunların dışında müzikal olarak dalgalı ve mavi hisse ortak olma çabamız da vardı.

-Fethi Yıldırım: Vokal, Akustik Gitar Samet Karadeniz: Perdesiz Gitar, E-bow, Kopuz

Edebiyat ve müzik, zorunlu bir ikili değil belki, fakat birbirini besleyen şeyler. Şiirlerden besleniyoruz. İlk teklimiz bir Eskimo şiiri için ürettiğimiz bir beste idi. Henüz kaydı olmasa da başka şiir bestelerimiz de var. Sözgelimi, Yıldırım Türker’in Cihangir Kedileri’ni besteledik. Charles Baudelaire’in iki şiirini besteledik. Bunları sahnede çalıyoruz. Aslında ironisini, imgelerini, kompozisyonunu güçlü bulduğumuz, bizi şaşırtan her şey bizi etkiliyor ve onlardan bir şekilde besleniyoruz.

Müzik yaptığımız için müzik yapıyoruz. Birlikte bir yolculuktayız ve bu yolculuktan memnunuz.

Baudelaire’in İnsan ve Deniz şiirini besteledik. O şiir üzerinden anlatmak gerekirse, “dert açmaz ve karanlık”, deniz de insan da, biz de, dinleyici de, Sinağrit Baba da, Sait Faik de… Müziğimizin bir rengi yok. Ama renkler arası geçişler var, bir süreç var. Dinleyen insan, kendini, bizim de içinde olduğumuz o sürece dahil hissedebiliyorsa, bizce bu önemli. Herkes kendi renklerini keşfedebilsin. Ama karanlık noktalarını da görsün.

ENGLISH

Sinağrit Baba Band From Ankara

Hello! Life goes on rushing and good. Samet grabs his electro and fretless guitar, Fethi, his acoustic guitar, Canberk his drumsticks, Barış his contrabass and when Barış isn’t around Okan grabs his bass guitar and we meet often to compose. As a music style ours can be rock, folk-rock, jazzy rock…

-metuevents.com/category/campus-sessions Campus Sessions #9 / Sinağrit Baba
Vocal & Acoustic Guitar: Fethi Yıldırım Fretless Guitar & Kopuz: Samet Karadeniz Diren Külhanbey Lyrics and Music: Fethi Yıldırım
Video Clip: Mehmet Şimşek & Mücahit Gürbüz Post Production: Mehmet Şimşek

When we were to name our group, the prey and predator relationship in the short story Sinağrit Baba caught our attention. A similiar relationship was also noticable in Halik Şefik’s poem Balık Ağzı. Sinağrit Baba tries to choose his own hunter. The feeling of resentment and exhaustion takes his relationship with the fishing rod and fish net to another level. Sinağrit Baba is a predacious and an aggressive fish. But he is tired now. So this led us to a question which tickled our minds; is a prey which chooses its preadator, still considered a prey? Our relationship with music progressed in the same organic way so the duality of how life pushed us towards this music and we chose to participate is one of the reasons why we are Sinağrit Baba.

Apart from all the backstory, we have the effort to be a part of a wavy, blue musical groove.

-Fethi Yıldırım: Vocal, Acoustic Guitar Samet Karadeniz: Fretless Guitar, E-bow, Kopuz

Literature and music are not bound to each other maybe but they do support and cherish each other. We are nourished by poetry. our first single is composed for an Eskimo poem. We have other songs written for poems, which aren’t recorded yet. For example we composed for Yıldırım Türker’s Cihangir Kedileri and two poems by Charles Baudelaire. We play these on stage. Anything that gets to us in terms of imagery, irony and composition nourish and inspire us.

We make music, because we make music. We are on a journey together and we like the road.

We composed for Baudelaire’s Man and the Sea. To conclude from that very poem, “You are both of you, sombre, secretive and deep*“, the sea, the people, the listener, ourselves, Sinağrit Baba, Sait Faik too… Our music doesn’t correspond to a color. But there are transitions, a process to it. If the person who is listening to our music is able to feel like a part of our process, that is the most important thing. everybody should be able to seize their own colors. But they should also spot the darknesses too.

Bunları da Sevebilirsiniz

EDEBİYAT: DERMAN ARIBAŞ ÖNOĞLU – SAÇ  Yeryüzünün bilinmeyen bir noktacığında sayısı belirsiz apartman birbirlerine yaslanmış, yılların keder ve sıkılganlığını bu sayede taşıyabiliyorlardı. Söz gelimi; içlerinden birinin kılına zarar gelecek olsa topyekûn yerle yeksan olacak kadar bağlıydılar birbirlerine. İşte bu hakikatli sokağa bakan yüzlerce loş, rutubetli dairenin birinde, bir masa düzlüğündeki kalçalarını gizleyebilecek kadar sık ve uzun …

Share

Şehirde yaşamak köyden daha zormuş dedi içinden o iç sesiyle, sattığı tarlasıyla eviyle tüccarlık yapıyor az çok kazandığıyla idare ediyordu. Semaveri yanı başında ayırmaz çayı her zaman hazırdı. Esnaf arkadaşlarıyla başında toplandıklarında, kent hayatının zorluğundan köy hayatının kolaylığından güzelliklerinden mahrum kalarak buraya tıkanmış kalmış olmanın sancısından söz ederken, yaşamlarının hiç rahat olmadığından, şık ve güzel …

Share
Önceki / Previous Gece ve Tehlike – Andrea Dworkin’in “Geceyi Geri Al” Yürüyüşü Konuşması
Sonraki / Next Lost ın Translatıon: An Illustrated Compendıum of Untranslatable Words from Around the World