Parisli fotoğrafçı Charles Roux, küçük bir çocukken hayatını okuduğu edebiyat eserleriyle ve onların dünyalarıyla dolduran yalnız bir çocuk olduğunu söylüyor.

Daha küçük yaşta Harikalar Diyarına giren Alice’in çay partisi, Virginia Woolf’un Deniz Feneri’nde Ramsay’nin evindeki yemek masası ve Kafka’nın Dönüşüm kitabında Gregor Samsa’nın çürüyen yemek yığını sahnelerini çok güçlü ve net bir şekilde hayalinde canlandırdığını söyleyen fotoğrafçı, büyüdükten sonra bu sahnelere hayat vermeye karar veriyor. Kurgunun ve gerçeğin birleştiği noktayı yakalamaya çalıştığını açıklayan Roux, fotoğraf çekimleri bittikten sonra da yemeklerin çoğunu midesine indirdiğini de itiraf ediyor.

Başarılı fotoğrafçıyı takip etmek isterseniz eğer internet sitesini ziyaret edebilir veya Instagramhesabına göz atabilirsiniz. Aşağıda da Fictitious Feasts adındaki bu şahane fotoğraf çalışmasını görebilirsiniz.

"Pippi Uzunçorap" Astrid Lindgren
“Pippi Uzunçorap” Astrid Lindgren
"Oliver Twist" Charles Dickens
“Oliver Twist” Charles Dickens

 

"Moby Dick" Herman Melville
“Moby Dick” Herman Melville

 

"Deniz Feneri" Virginia Woolf
“Deniz Feneri” Virginia Woolf
"Kayıp Zamanın İzinde" Marcel Proust
“Kayıp Zamanın İzinde” Marcel Proust
"Yolda" Jack Kerouac
“Yolda” Jack Kerouac

 

"Dönüşüm" Franz Kafka
“Dönüşüm” Franz Kafka
"Kolera Günlerinde Aşk" Gabriel García Márquez
“Kolera Günlerinde Aşk” Gabriel García Márquez

 

"Goldilocks ve Üç Ayı" Jacob Grimm ve Wilhelm Grimm
“Goldilocks ve Üç Ayı” Jacob Grimm ve Wilhelm Grimm
"Ulysses" James Joyce
“Ulysses” James JoyceKaynak: CampaignJR

Bunları da Sevebilirsiniz

şehrin tüm gürültüsünü doldurdum evime yetmedi susturmaya kafamdakileri şimdi biraz yalnızım hep istediğim gibi hükmüm yokmuş kendi zihnimde çizemedim ruhumun resmini şimdi biraz yalnızım, hep istediğim gibi bir ölüm, sıkıca sarmış sanki beni uyutmuş kollarında sessizce                                        …

Share

Kaynak: Haziran Düzkan, 5 Harfliler Bir Başkadır bize birbirini tanımayan fakat kaderin ördüğü (b)ağlarla birbirinin hayatına değen bir grup şehirli, çalışan, yalnız kadını anlatıyor. Büyük bir hayatı ya da düzeni değil, gündeliği kuran kadınlar bunlar. Temizlik yapan, yemek pişiren, çocuklarla ilgilenen, hasta bakan, duyguları çözmeye çalışan, ekranda eğlendiren, yani yaşamı kuran, diziye uygun biçimde klişeye kaçmam …

Share

Denizle gökyüzü bir midir? Kirpiklerimin ötesinde kuşlar dokunur balıkların dudaklarına. Siyah mıdır ufkum? Ya da mavi, Sonsuz mavi… Gökyüzü ayaklarımın altındadır, Deniz başımın üstünde… Dünya bir kar küresidir, Sallanır dururum içinde. Kim alt üst eder hayatımı böyle? Tanrı mıdır acaba? Hediyesi miyimdir meleklerin? Her sallanışımda gökten acılar yağar üstüme, Ben kiraz çiçeklerini beklerim… Her sallanışımda …

Share
Önceki / Previous Bir Şiir Nasıl Oluşur?
Sonraki / Next “Küçük (Kırmızı) Balık” / “The Lıttle (Red) Fısh”