22 Mayıs 1808’de Paris’te doğdu Fransız yazar Gérard de Nerval ve 26 Ocak 1855’te aynı kentte öldü. Asıl adı Gerard de Labrunie’dir 

Henüz iki yaşındayken annesini kaybetti, babası da orduda görevli olduğu için Nervalbüyükbabasının yanında büyüdü. Yaşadığı hayat ve dönemin koşulları onu çocuk yaşta yetişkin kıldı, 12 yaşında Paris’e gitti ve orada şair Theophile Gautier ile tanıştı. Şiir yazmaya çok çok erken başlayan Nervalbu dönemde, henüz 14 yaşındayken “Çocukluk” (L’enfance) başlıklı bir şiir kaleme alarak bir çocuk olarak çocukluğuna duyduğu özlemi saf duygularla ifade etti. İlkyaz ekibi olarak dilimize daha öncçevrilmemiş olan bu şiiri ilk kez Fransızcadan Türkçeye çevirdik. Nerval’in detaylı biyografisini de aşağıda bulabilirsiniz. İyi okumalar!  

 

Çocukluk 

 

Öylesine hoştu ki o çocukluk günlerim 

Dertsiz, tasasız, daima neşeli 

Mutlu bir yaşam sürüp gittim 

Hiç düşünmeden ertesi günleri 

 

Zihnimde çoğalan bunca bilgi 

Bana bugüne dek ne verdi? 

Yok bilmeye ihtiyacımız da 

Yaşıyorsak çocukluk çağımızda 

 

Kalbim hâlâ toy ve yumuşak 

Bilmez karanlık nedir 

Çiçekler toplarken yaşamdan 

Hissetmem bile dikenler nerededir 

Ve çocuksu okşamalarım 

Saftır, acı yoktur onda. 

İnanır mıydım yoksa, büsbütün arınmış 

Cehennemden çıkan bütün kötülüklerin 

Uçsuz bucaksız evrenimizde 

Kendi dünyalarını kurduğuna? 

 

O ulu Satürn ve Rhea saltanatındaki gibi 

Mutlu çağların uzağındayız artık 

Yeryüzünde erdemlere, kötülüğü yenenlere 

Tapıldığı günlerin uzağındayız 

Çünkü bu mutlu diyarlarda eskiden 

İnsanlar aynı zamanda çocuklardı. 

 

(1822) 

 

Gérard de Nerval 

 

Çeviri: Halil Gediz 

 

 

Fransızca Orijinali: 

L’enfance  

Qu’ils étaient doux ces jours de mon enfance
 toujours gaisans soucissans chagrin,
je coulai ma douce existence,
Sans songer au lendemain.
Que me servait que tant de connaissances
mon esprit vinssent donner l’essor,
On n’a pas besoin des sciences,
Lorsque l’on vit dans l’âge d’or !
Mon coeur encore tendre et novice,
Ne connaissait pas la noirceur,
De la vie en cueillant les fleurs,
Je n’en sentais pas les épines,
Et mes caresses enfantines
Étaient pures et sans aigreurs.
Croyais-je, exempt de toute peine
Que, dans notre vaste univers,
Tous les maux sortis des enfers,
Avaient établi leur domaine ? 

Nous sommes loin de l’heureux temps
Règne de Saturne et de Rhée,
 les vertusles fléaux des méchants,
Sur la terre étaient adorées,
Car dans ces heureuses contrées
Les hommes étaient des enfants. 

Gérard de Nerval, Poésies de jeunesse 

 

Kaynak: http://www.unjourunpoeme.fr/poeme/l-enfance 

 

Gerard de Nerval’ın biyografisi: (d. 22 Mayıs 1808 – ö. 26 Ocak 1855). Gérard Labrunie ‘nin yazılarında kullandığı ismidir. Romantizmin en güçlü temsilcisi olan Fransız; şair, yazar ve gezgindir. Birçok defa Türkiye’ye de uğramış, İstanbul’un en çok mezarlıklarını beğenmiştir. Dünya edebiyat tarihinin en önemli şairlerinden ve yazarlarından biridir.  

Paris’te doğan Nerval iki yaşındayken, annesi Silezya’da vefat eder. Babası, Napolyon’un ordusunda askeri doktordur. Amcası, Antoine Boucher’in yanında; Valois bölgesinin kırsal kesimi olan Mortefontaine’de yaşar. Babasının 1814 yılında savaştan dönmesi üzerine tekrar Paris’e gönderilir. Birçok defa, Valois tarlalarına geri dönen NervalValois şarkıları ve efsanelerini bu dönemde yaratır. Çevirmenlik hevesi, Goethe’in Faust (1828) eseriyle başlar ve bu onu ünlü eder. Goethe’nin de takdirlerini alan Nerval, 1840’lı yıllarda da Heinrich Heine’nin şiirlerini Fransızca olarak sunar.  

Üniversite’ye gittiği 1820’li yıllarda Theophile Gautier ve Alexandre Dumas ile dost olur. Nerval’in şiirleri Romantik Deizm içerir; bu dönemde hayranları arasında Victor Hugo da bulunmaktadır. Dönemin Mason dünyasının önemli şahıslarından olan Nerval, uyuşturucu madde bağımlısı olmuş; 1841 yılı itibarıyla birkaç kez akıl hastanesinde yatmıştır. Görevi vesilesi ile birçok ülke gezen Nerval, hiçbir şehirde yerleşik bir hayat sürememiştir. O’nun Paris’te 1820’li yıllarda, Lüksemburg ve Hollanda’da da 1830’lu ve 1840’lı yıllarda yaşadığı aşkları şiirlerine de yansımıştır. 1855 yılında, 47 yaşındayken Paris’te bir parkta ilk aşık olduğu kadını ailesi ile piknik yaparken görür. Çocuklarıyla mutlu olan babanın yaşamını kıskanarak tekrar bir bunalım içerisine girer. (Başka bir görüşe göre de; ilk aşkını, kocası ile beraber balkonda çocuklarıyla yemek yerken gördüğüdür.) Öldüğü gün, “Sıcak bir kış günü” tasviriyle dünya tarihine geçer. Teyzesine “bu akşam beni bekleme, çünkü gece kara (siyah) ve ak (beyaz) olacak…” mısralarını içeren bir şiir yazan Nerval kendini bir sokak lambasına asar. (Başka bir görüş de, kendini evinin pencere demirlerinden asarak intihar ettiğidir.) O’nu görmeye gelen şairler, asılmış bedeni karşısında saygı duruşuna geçerler.  

Paris’teki Pere Lachaise mezarlığına gömülen Nerval, aşkı için intihar eden ender romantizm dönemi şairlerindendir. Umberto Eco tarafından İtalyanca’ya çevirilmiş olan eserleri İtalyan edebiyatını yönlendirirken; Nerval ayrıca modern sürrealizmin en büyük ilham kaynaklarından biridir. 

Başlıca Eserleri:  

1851 – Voyage en Orient (Doğuya Seyahat) (Kahire ve Beyrut’a yaptığı geziler doğrultusunda yazılmıştır)  

1852 – Les Nuits d’Octobre (Ekim geceleri)  

1853 – Sylvie (Romantik edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biridir)  

1854 – Les Filles du Feu (Ateşin Kızları) (Küçük hikâyelerden oluşmaktadır)  

1855 – Aurelia (Romantik edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden biridir)  

1856 – Promenades et Souvenirs (Gezintiler ve hatıralar) 

Bunları da Sevebilirsiniz

Barut heyecanıyla çarparken duygular arkada dönen ışıklar mahcup kalır, tiyatro kurgusu oturur üzerine ve saplanır satır satır mısralar gözlerin çukur oluverir sevgiye. Kolaydır, yataklara gidip ağıt etmek görünenle yanmak, övgünün esaretine beyliği bandırıp satmak yeryüzünde ve aniden nevresimlerin titrer yoksunluktan gömleğin daima ütüsüzdür palton yanık kokar içini çekmeye neşen kalmaz, yüzünde ölüler dansa kalksa portre …

Share

kalbin sadece balık çizebilen bir çocuk gibi nurhayat bir defaya mahsus ben de senin için çıkarım samsun’a sen yüzünü düşürünce küpeler ve halhallar kenara itilecek belli çünki iki dakka yanımda olmasan her yere sönük balonlar bırakasım geliyor -şu güğümü de hangi sobanın üstüne bırakacağımı tutturamam- yüzündeki şipşirin kavkıları söküp durdukça  bütün derimi ön dişlerimle soyup …

Share

Siirt Eruh Kuşdalı köyü burası. 1961 yılı bir şubat kışı ikindisi… Soğuk aynı soğuk, dağlar yine aynı dağlar. Unutulanların diyarı. Sonsuz beyazlık. Bir gaz lambasına mahkûm ömür, bir o kadar da huzur. Bu soğukta kimse bebek doğurmak istemez. Hep yaz çocukları, doğum tarihleri aynı ve aynı gün askerler. Katırların üzerinde asker uğurlarken anaların telaşı, umut …

Share
Önceki / Previous Oyun / The Game / Игра
Sonraki / Next Sedat'ın Simitleri Hayatın Neresinde? / Where do Sedat’s Sımıts Stand ın Lıfe?/ Где в жизни место для симитов Седата?