İlkyaz ile her ay öncelikli olarak üç genç yazarı tanıtıyoruz sizlere. Bir öykü veya birkaç şiirden oluşacak bu eserleri İlkyaz gönüllüleri olarak İngilizce’ye çeviriyor ve dünya kamuoyuyla tanıştırmak için çabalıyoruz.
Temmuz ayından seçilen yazarları ve yazılarından alıntıları aşağıda bulabilirsiniz!
Seçtiğimiz isimlerin yazılarını her ay dünyanın farklı bir yerinde konumlanan PEN merkezinden biri o ülkenin diline çevirmesini veya okurları ve üyeleri arasında tanıtmasını da amaçlıyoruz.
Aralık ayında bu işbirliğine Norveç PEN merkezi öncülük etmişti. Ocak ayı için aynı rolü PEN Almanya merkezi üstlendi, Şubat’ta işbirliğimiz Belçika/Flemen PEN ile devam etti. Mart ayı yazıları için aynı rolü PEN Fransız Merkezi üstlendi ve bir ay boyunca okurlarına ve üyelerine genç yazarlarımızı Fransızca’da tanıttı. Nisan ayı yazılarını tanıtma görevi ise PEN Güney Afrika’daydı. Mayıs ayında yazarlarımızı İskoçya’da, İskoç PEN ile tanıtıldı. Haziran ayı yazarlarımız ise Katalan PEN merkezinin Ağustos ayı tatil olması sebebiyle Eylül’de Katalunya’da, tanıtılıyor olacaklar. İlgili paylaşımları sitemizden takip edebileceksiniz.
Temmuz yazılarımız ve yazarlarımızın sınır ötesi seslerini yükseltmek için ortaklığımız bu kez PEN Moskova Merkezi!
Yani yazarlarımız önümüzdeki ay boyunca Rusya’da, merkezin etki alanında tanıtılıyor olacak. Üstelik kendisi de tanınmış bir genç şair olan Lev Oborin’in çevirileriyle! Buna ek olarak, İlkyaz ve yazarlarımızın eserleri Rusça yayın yapan edebi/kültürel platform “Discours’da”, Rus sanatçı Ksenia Gorshkova’nın özverili illüstrasyonlarıyla yayımlandı! Siteye ve çizimlere bu uzantıdan ulaşabilirsiniz!

Bu vesiliyle yazarlarımızı yarından itibaren tanıtmaya başlayacak olan PEN Moskova Merkezi Başkanı Nadezda Azhgikina, Discours platformuna ve çevirmenimiz Lev Oborin’e minnetlerimizi sunuyoruz. Oborin’in biyografisini buradan okuyabilirsiniz:
1987 doğumlu Lev Oborin bir şair, çevirmen ve edebiyat eleştirmeni. Bugüne dek 5 şiir kitabı yayınlamış olan Lev, bir de çocuklar için yazılmış şiirlerini kitaplaştırdı ve Poetry, Poem, Novy Mir, Vozdukh gibi dergilerde yazıları yayımlandı. Oborin’in şiirleri İngilizce, Fransızca, Almanca, Leh ve Letonya dillerine çevrildi. Kurgusal olmayan bir kitap serisi New Literary Observer adlı yayımcıda kurgusal olmayan bir kitap serisinin editörü ve Rus edebiyatına adanmış Polka adlı websitesine çalışıyor. Evli ve iki çocuk sahibi.
Aynı zamanda İlkyaz olarak, çok kısa bir sürede yayınına başlayacağımız başlayacağımız “Edebiyat +” girişimine ilişkin Türkiye’li ve yabancı sanatçılara çağrımız sürüyor!
Henüz okuma şansı bulamadıysanız Haziran ayı yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.
Temmuz ayı içinden seçilen yazarlarımızın eserlerini ise aşağıdaki uzantılardan okuyabilirsiniz.
“15-“ kısmında elimize ulaştıkça yenilenen henüz 15 yaşın altındaki yazarlarımızı, “İnsan Portreleri’ bölümünde gittikçe genişleyen etrafımızdan hikâyeler arşivine, “İlkyaz’ılarında” ünlü Fransız yazar Gerard Naval’ın 14 yaşında yazdığı ilk şiirine ve Uluslararası PEN Başkanı Jennifer Clement’in genç yazarlar için paylaştığı okuma önerilerine göz atmayı unutmayın!
Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Başkanı Jennifer Clement
Sürekli yenilenen blog paylaşımlarımızı, müzik listemizi ve yeni katkıları websitemizin anasayfasından takip edebilirsiniz.
İmgesu Ünal: Sedat’ın Simitleri Hayatın Neresinde? / Where do Sedat’s Simits Stand in Life?/ Где в жизни место для симитов Седата?
“Ya oradakiler? Sedat’ın en iyi müşterileri. Yüzleri dupduru, gencecik, ışıklı. Nasıl da güzeller hiç özenmeden kendilerine, önemsemeden kendilerini, kendiliğinden. Hızla dibe sürüklenen bir çağın düzlüklerinde, kapitalizmin temel direklerini sarsacak kadar eksiksizler. Para vererek sahip olunamayan, yeri tüketimle doldurulamayan hiçbir şeyi kaybetmemişler henüz. Gözlerinde gençliğin meşalesi. Zihinleri çalışkan, aktif, karmakarışık… Düşlemezler mutlu olmayı. Onlar Sedat gibi olmak isterler. Çırası, ateşi tastamam olan kalplerine ‘yanmak’ için bir sebep vermek isterler. Yüzündeki yokluğa, çok görüp geçirmişliğe gizliden gizliye hayranlık duyarlar… Sedat’ı kendisinden bile daha iyi anlamak, her sabah onun yerine lanet etmek isterler. Bir hikâyeleri olsun diye. Önemli olsunlar diye. Şu zalim hayatta en haklı, çünkü en dertli, yine kendileri olsun diye. Hayat mı ulan bu? Bu da hayat mı? Gökyüzünden mahrum kalmadan. Yükünün altına hiç girmeden. 5 kuruşları çıkışmaz. Sedat helal eder.”
Yazar Hakkında: 1992, Ankara doğumlu. İlk, orta, yüksek ve daha yüksek öğretimlerini Ankara’da tamamlamıştır. İçsel olgunlaşma süreci ve mental gelişimini, aynı şekilde, Ankara’ya borçludur. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü öğrencisiyken çeşitli mecra ve gazetelerde politika ve gündeme dair köşe yazıları ve makaleler kaleme almış, İngiliz Dili ve Edebiyatı öğrenimi esnasında kalemini öykü ve deneme türlerine kaydırmıştır. Kişinin doğasını tanıma ve ifade etme yöntemleri hususunda edebiyat, beden dili ve konuşma haricinde yeni yollara da başvurması gerekliliği üzerine düşünerek; Usui Reiki ve Tai Chi alanlarıyla da ilgilenmiş, her kaynaktan öğrenmeye çalışarak ve esas ustalığın acemilikte olduğu bilinciyle yaşamaya devam etmektedir.
Binnaz Deniz Yıldız: Çıkmaz Sokak / Blind Alley / Бинназ Дениз Йилдыз
“Hiçbir yazgı kıyaslanmıyor bir başkasıyla.
Seçimsiz soluklarda balık kokuları…
Deniz sarnıçlarından uzanıp Namahrem çıkmazı’nı dolduruyor.
“Günah mı sevmek?” diyor balkondan sarkan bir el.
“Peki ya sevişmek ?”diyor upuzun bir gölge.
Hüzün kahvemsi kutulardan boşalıp dışarı,
Kahvehanelerde atılıyor zar yerine.
Aklımı kaçırıyorum galiba, kaçıyor aklım.
Tutmalı onu Namahrem çıkmazı’nda.”
Yazar Hakkında: 17.10.1985 tarihinde İstanbul’a doğdum. 2010 yılında Girne American Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Üç yıl kadar dershanelerde edebiyat ve Türkçe öğretmeni olarak çalıştım. 2016 yılında Bursa’ya atandım. Şu an bir devlet okulunda Türkçe öğretmeni olarak çalışmaktayım.
Sadık İkindi Oyun /The Game / Игра
“Son kartlar dağıtıldığında gelen asın ardından Kaya’nın dudaklarının yavaşça açıldığını farkettim. Kapalı kartı kesinlikle astı. Ayaklarımı sandalyenin ön ayaklarına kilitlemiş, Davut’un elinden çıkarken oyunun ve benim ev kiramın yarısının kaderini belirleyecek kartı bekliyordum. Bir dokuzlu… evet bir kere de bana gülmeliydi şans… Gelen kağıt kendini dokuzlu gibi gösteren bir altılı. Bunun için bile dağıtana müteşekkir olmalı insan. Genelde bu durumlarda konuyla ilgisi olmayan yedili gelir. Yedili, yüzünde acıyan gülümsemeyle her şeye son noktayı -tanrı gibi- koyar. Dili olsa kesinlikle ağzından şu cümle dökülür; “bak arkadaşım yine ben, asal sayılardan en gıcığı. Sana bu dünyada şans diye bir şeyin olmadığını öğretmeye geldim”
Yazar hakkında: Turgut Uyar’ın öldüğü günden tam bir yıl önce, ücra bir semtinde doğdu İstanbul’un. Gerçeğin çölünde büyüdü. Şimdilerde kimsenin saygı duymadığı işler yapıyor ve umut senaryoları yazıyor yetenekli oyuncu aranan izbe tiyatrolara.