buluğ çağımın deli gömlekli ahtapotu
nereye koşar, nerede kesilir tık! nefesi
sekiz bileği olsa sekizi de sızlayacak
kıyılarının kestiğince kanayacak içdenizi
ona bir ambulans!
dil ucunun turuncu fırtınasında savruk
yitik kimi sözcükler gibi unutulurken adım
annemin tırnak diplerinde mayası genç kızlığımın
kimse çağırmayacak, kimse çağırmayacak ah ambulans!
ben büyümemeliyim efendim
beni soracaklar doğmamış çocuklarıma
beni soracaklar inanmadığım dinlerin adamlarına
beni soracaklar çıplak bacaklarıma, kırık kalbime, söküğüne ruhumun
ah büyürsem, bir büyürsem efendim
babamın zırhından itinayla kazıyacaklar
çelik soğuğuna çarpa çarpa hırpalanmış yüreğimi
ve ısrarla kimse ambulans çağırmayacak!
affedersiniz, siz anestezist misiniz?