İlkyaz olarak bildiğiniz üzere platformumuzda her ay çeviri ve honourarium desteğiyle üç ana esere yer verebiliyoruz. Kuşkusuz bunda ekibimizin sınırlı olması ve çeviri yükünün de payı var. Yapılan değerlendirmeler ve oylamalar sonucunda ilk üç içerisinde yer bulamamış olsa da, yayımlanmıyor olmasına tahammül edemediğimiz, bunun hem yazara hem de okura haksızlık olduğunu düşündüğümüz, aklımıza ve gönlümüze kazınan iyi ve nitelikli eserler için de özgül bir alan açmayı ihtiyaç gördük. Oylama sonucunda ilk üçe sığmamış fakat okurla buluşmayı sonuna dek hak eden çalışmalarını çevirisiz olarak yayımlayacağımız bu müstesna köşeye “Kalemdaş” ismini verdik. Bu sayede genç yazarların profilini yükseltmek ve onları hem birbirlerine hem de ülkeye tanıtmak amacını da genişletebilmeyi ve daha fazla genç sese yer açabilmeyi umuyoruz.

Gururla yer verdiğimiz ilk “Kalemdaş”larımızı buradan ve anasayfamızdaki yeni kategoriden okuyabilirsiniz!

Bunları da Sevebilirsiniz

Özgür Taburoğlu- 23 Ekim 2020 cuma Oğuz Atay, hastanedeki son günlerinde bile, ömrü vefa etseydi yazmak istediği Türkiye’nin Ruhu adlı roman taslağı üzerine notlar alır. Eserini tamamlayabilseydi, günlüğünden anladığımız kadarıyla, iç dünyalarını biraz terk edip dışarı çıkmaktan çekinmeyen kişiler yaratabilirdi belki de. Eser, beşeri ve sosyal bilimlerle karışık bir anlatı olurdu muhtemelen. Günlüğünde, yeni anlatısında Bir Bilim Adamının …

Share

Türkiye’de koku duyusu hakkında literatürün yaratıcısı Vedat Ozan, onun önderliğiyle koku hakkında Türkçe kaynaklar çoğaldı diyebiliriz. Koku deyip geçmemek lazım, limbik sisteme ve dolayısıyla hafızamıza kestirmeden bağlı olan tek duyumuz. Kokulu malzeme ticaretinin kapitalizmin yolculuğunun ilk adımı olmasından, kokuya borçlu olduğumuz evrimimize kadar, hakkında en az düşündüğümüz duyu olmasına rağmen çok kapsayıcı ve büyüleyici.

Share
Önceki / Previous Doktor / Jekyll Kırmızı
Sonraki / Next Uyku / Sleep