Edebiyat: Sadık’ın En Bilinen Hikayesi / Sadık’s Most Renown Tale/ L’hıstoıre la Plus Connue de Fıdèle

Her şiirinde tanrılardan bahseden ve evine haciz geleceğini öğrenen fakat bir türlü haczedilmeyen ve bir kulağı duymayan Sadık’ın en bilinen hikâyesi
“Bilmem ki ne olur
en çok olacağını bildiğim ne ise
bilirim en çok o olur”

Vücudunda ufak kurak kırmızılıklar Sadık’ın
Hacmi olduğu kadar bile değil
Artık nefesinden gayrı
Şişmez göğsü.
Bir öğretmenden duymuştur insan hakkında
Hiçbir iş hanesi işlemez düğün günü.

Yüzlere bakakalır düşkün düşmüş düşlü gözlere.
Borç arar borç yüklü bilek tarakları bulur.
Coğrafyayla birdir kaderi Sadık’a göre;
Üç tarafı hep heplikle kaplı,
Korlanır yangını mevsimden mevsime.
Güler, fakat gülmez değil.
Kadınların bacaklarına bakar ayıplar kendini,
Tanıdığı her kadını haczeder üstündekilerden
Uyumak bile alacaklıdır ondan
Bin tövbeyle parçalanmıştır düşleri.

Bilir Sadık, hepsini bilir…
Evrakları vardır, yıkayıp yırttığı yıldızları;
Koşmaları vardır, kendine ait çeşme yuvaları.
Zengindir mutlu olmasına hepimizden zengin,
Fakat bu hali haczedilememektedir.

-Yüksek sesle-
Ey Sadık, günahkâr Sadık!
Günahların tanrıları uyandırıyor uykusundan.
Şiirlerinde yedi büyük ayıp.
Nedir aldıklarımızdan sonra geriye kalan,
Huzursuz sanrılarından?

Sadık cevapsızdır fakat bilir.
Sadık, bir huya sadıktır tüm dedelerinden gelir;
Şaşmaz hiçbir olana
Binalar ona bilendikçe devrilir.

Sadık sıkıştırılır.
Sadık esmerleşmiş bir kelepçeye yazgılıdır.
Anlar ki cevapları yeterli değildir,
Yüksek sese doğru yaklaşır

“Bilmem ki ne olur
en çok olacağını bildiğim ne ise
bilirim en çok o olur”

Sadık günahlardan arınmıştır.

-Yüksek bir ses bu defa tanrıların mahmur sesinden çoğalır-

Haciz bitmiştir.
Korkunun emsalleri,
Mahkûma giydirilmiştir.

Edebiyat +: Tasarımcı Hande Özdemir (Kumaş (T-Shirt) üzeri mürekkepli kalem)

25 Ocak 1995 Ankara doğumluyum. Ailemin memur olmasından dolayı çok şehir gezdik. İlkokulu Erzurum’da, ortaokul ve liseyi Isparta’da okudum, Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Çocukluğumdan beri birçok dalda sporla uğraşsam da üniversite yıllarında çizmeye daha çok zaman ayırmaya başladım Küçük yaşlarda dahi yaratmayı, çizmeyi seven bir çocuktum ve üniversiteye başladığımda bu eğilimimi daha da güçlendirdim. Tişört tasarımı yapıp, boyamaya başladım. O günden sonra, öğrencilik hayatımın ek işi olarak tasarımlar yapmaya devam ettim. Hedefim, devamlı, çizebileceğim, çizgilerden yepyeni dünyalar yaratabileceğim bir atölye açmak

Bunları da Sevebilirsiniz

1869’un 22 Kasım’ında Paris’te dünyaya geldi André Gide. Babası Katolik bir hukuk profesörü, annesi ise dönemin tanınmış Protestan ailelerinden birinin kızıydı. Dolayısıyla içerisine doğduğu bu çatışmalarla örülü ortam, küçük yaşlardan itibaren onun aykırı ve sorgulayıcı mizacını ortaya çıkaran gizil bir güç olmuştur. Gide’in sanatla ilk ilişkisi piyano ile başladı, piyano çalmayı çok erken öğrenmeye başlayan …

Share

Suskunluğumu bozmak nedeniydi varlığın Neden yaptın? Bu düş uğruna ölmek neden? Engel olmalıydın bedeninin atılışına Tüm benliğinin yanışına Ama yapmadın Bak işte ne oldu? Önce sen, senden sonra ben… Kahroluşum sanma ki alevden Yükselen yanık et kokusuna, Kahroluşum ruhunadır! Atıldığı ateşte bin kere dirilip bin kere ölen Ruh, sanma ki artık yoldaşındır! Sen yanmadan yakmıştır …

Share

As İlkyaz, we work to introduce three young writers every issue.We translate these works, which are made up of a short stories or poems, into English and endeavour to introduce them to readers outside of Turkey. This exchange, we hope, will create new audiences for our writers in the world arena and introduce them to …

Share
Önceki / Previous Charles Bukowskı - Blue Bırd (Anımatıon)
Sonraki / Next Balkabağındaki Hapis / The Prıson ın a Pumpkın