1927’nin Ağustos sıcağında altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi ünlü şairimiz Turgut Uyar. Babası Hayri Bey, Ankara’nın ilk sokak levhalarını Latin harfleriyle büyük bir emekle yazan ünlü bir hattattır. Şairin, çocukluğundan beri epey duygusal ve naif bir karakteri varmış; ki çocukluğundan söz ederken naklettiği şu sözler bu yoğunluğu çok iyi aktarıyor bize: “Hüzünlü bir çocuktum. Nedense hep ağlamaya hazır. Ağabeyim bana sataştıkça annem, “Yapma oğlum derdi ona; o içli bir çocuk.”
Bir şair hüviyetindeki ilk girişimi yirminci yaşında olacak olsa da, Uyar, çocukluk döneminde de birtakım şiirimsi karalamaları olduğunu söyler. Vurgun olduğu kıza övgüler sunduğu şu dörtlükte saf ve çocuksu bir sevginin izleri okunur:
“Güzeldir sevgilim her dakika her an
Güzeldir sözleri, kaşı, gözleri
Geçtiği her karış sönük topraktan
O anda fışkırır neşe özleri”
Çocukluk yıllarında yazdığı şiir denemelerinin ardından Uyar’ın edebi yolculuğundaki ilk ciddi adım, henüz 20 yaşındayken “Yâd” adlı ilk şiirinin Yedigün Dergisi’nde yayımlanmasıyla olmuştur. (1947) Beş bentten oluşan, dili ve söyleyişiyle halk şiiri özellikleri gösteren bir şiirdir Yâd ve tabii bütün ilk şiirlerin kaderinde de şairi tarafından yeterince beğenilmemek yatar. Uyar, ilk şiirinin yayımlanmasıyla ilgili olarak yıllar sonra şöyle diyecektir: “Çok önemsemedim, heyecanlanmadım. O derginin şiir beğenisinin üst düzeyde olmadığı duygusu vardı içimde. Bir inat sorunuydu benimki. Sonraları, küçücük Kaynak dergisi ile inatlaşmaya başladım. Bir yıl sürdü. Başardım.” (Uyar, 1979)
Bu ilk şiirinin ardından, birinci kitabı “Arz–ı Hal” da CHP’nin düzenlediği şiir yarışmasında derece almış ve Nurullah Ataç “Bilmem yanılıyor muyum Turgut Uyar’ı iyi bir şair saymakla? Hiç sanmıyorum. Ne olursa olsun, onun için atıyorum zarımı. Övünerek söyliyeyim, şairler için attığım zar, şimdiye kadar çoğu iyi geldi, doğru seçtiğimi gösterdi. Turgut Uyar için de iyi geleceğinden hiç şüphe etmiyorum.” demiştir.
Dost Dergisi’nde yayımlanan bir söyleşide “Şiir ile ilk ilgi nereye uzanıyor?” şeklindeki bir soruya “Daha ilkokulda vezin ve kafiyeden haberim olmadığı çağlarda manzumeler yazardım. Sonra ortaokul ve lise devresinde boyuna yazdım. Günde üç beş şiir, haftada on beş, günde bir roman yazıyordum. Ama ne şiirler, ama ne romanlar. Bazen bir romanı bitirmeden sıkılır, öbürüne başlardım. Sonra ikisini birden yazardım. Bu yüzden o güzelim romanların çoğu yarım kaldı. Roman yazarken sıkılırdım. Şiire daha başka bir tutkunluğum, sâdıklığım, saygım vardı. Bereket versin o devirlerde şimdi hayırla yad ettiğim arkadaş bana Alain Fournier’nin o güzelim Adsız Ülke’sini verdi. Sonra bir Dostoyevski okudum da gücüm kesildi. İsteğim kalmadı roman yazmakta.” şeklinde cevap verir.
İlkyaz olarak, Turgut Uyar’ın henüz 20 yaşındayken kaleme aldığı ilk şiiri “Yâd”ı sizlerle paylaşıyor ve hikâyesinin bütün genç kalemlere ilham olmasını diliyoruz.
YÂD
Güzel günlerim vardı yağmurlarla ıslanan,
Ve güzel gecelerim masallarla dopdolu.
Her şey, her şey güzeldi, gözyaşı, dünya, zaman,
Böğürtlen topladığım ıssız, tozlu köy yolu,
Güzel günlerim vardı yağmurlarla ıslanan.
Ufacık korumuzda dolaşırdım korkuyla,
Ve Allahı arardım serçe yuvalarında,
Bulamayınca dua yollardım akan suyla,
Göğü bulutlar saran bahar havalarında,
Dolaşırdım ufacık korumuzda korkuyla.
Seyrederdim göklerde her gün büyüyen ayı.
Ve kale duvarından yıkık mezarlıkları,
Bana korkunç bir devi hatırlatan kayayı.
Ve annemin taktığı mavi nazarlıkları,
Seyrederdim göklerde her gün büyüyen ayı.
Odanın ortasında yanan petrol lâmbası,
Ve bazan şimşeklerle aydınlanan geceler.
Bacamızın üstünde duran leylek yuvası,
Ne güzeldi ne güzel masallar, bilmeceler.
Odanın ortasında yanan petrol lâmbası.
Neş’elerim geride kaldı eski günlerde,
Güzel günlerim vardı yağmurlarla ıslanan,
O doğduğum diyarda, o kuru ıssız yerde,
Petrol değil masaldı lâmbalarında yanan
Neş’elerim geride kaldı eski günlerde…
Kaynak: Zübeyde Şenderin, Turgut Uyar: Sanat hayatı ve eserleri, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı (Yeni Türk Edebiyatı) Anabilim Dalı (https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/181037)