Bu karanlık sokakları ne zaman geçsem yalnız başıma
Çocukluğum gelir aklıma, yanarım çocukluğuma
Sonra yürüyecek olsam o zifir gecede inatla
Kafamı çarpacağım gelir boşluğun en sert duvarına
Bilirim ki annem seslenecektir en nihayetinde
Ve koşarım bu bilinçle, anneee anneee….
Bir yer arıyorum ruhumun karmaşasına çare
Eteklerinde kar suları çağıldayan bir dağ mesela
Enginlerin uğultusunu arındıran,kulaklarımdan.
Zirvelerin en zirvesine ha bire koşmalıyım
Koşmak ki çığırından çıkarmalı bacaklarımı
Yorgunluk denen yenilgi uğramamalı bedenime
Çakalların çığlıklarına nasıl karşılık vereyim
Çıplak ayaklarımın çiğnediği çiçekler ölürken
Uzak uzak bakarken beynimdeki cümbüşe
Nereden alayım beni ben yapan ilhamı
Ki ne zaman geçsem bu sokaklardan yalnız başıma
Bilirim seslenecektir annem…
Bunları da Sevebilirsiniz
Eksik Bir Şey mi Var?
EKSİK BİR ŞEY Mİ VAR Neden kendimize hiçbir şeyi yakıştıramıyoruz? Aslında bir tahminim var: Bilmiyoruz; iyi, gerçek, doğru, güzel, ahlaki nedir ve neye, kime denir? Bilmememizin sebebini aslında olmamalarına bağlıyorum ben. Var olduğunu iddia edebileceğim tek bir şey var “EGO”. Çünkü bir şekilde kendimizi oyunun içinde bulduk ve ne yazık ki kuralları öğrenecek kadar da …
İnsan Okur’dan Kitap Önerisi: H.G Wells – Zaman Makinası
Kaynak: İnsan Okur H.G. Wells 1895 yılında yazdığı “Zaman Makinesi” adlı romanında, zamanda yolculuk yapan ana karakter Zaman Gezgini’nin farklı zaman dilimlerindeki toplumları gözlemlemesiyle sınıf ayrımlarının nasıl etkilediğini ve gelecekteki toplumsal yapıları ele alır. Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı zamanda yolculuk yapmak üzere icat ettiği makineyle geleceğin İngiltere’sini ziyaret eder. Romanın en çarpıcı …
Sadık İkindi + Ksenıa Gorshkova (In collaboratıon wıth Dıscours Magazıne and PEN Moscow)
Literature: SADIK İKİNDİ OYUN /THE GAME / ИГРА An excerpt from Turkish poet Turgut Uyar’s poem, Kan ve Uyku (Blood and Sleep) A nine card, my kingdom for a nine card! My heart was pounding in my chest like a prisoner trying to bang on his cell door in a hurry to make himself heard to …