Anlatılır mı elleri
gün batımlarını sevmenin,
Sesinin savruluşu,
Çiçeklerini büyütmenin hüznü,
Anlatılır mı
Gökyüzü olmak isteyişi kirpiklerinin?
Uzanır mı tablolara gizlesem yüksekliği,
Kalır mı rüzgarında izlerin?
Seyretsem
Denizlerin çerçevelere koyuluşunu,
Dalgalardan geçişini renklerin
Ve günü,
Boyanır mı parlayışı mesafelerin?
Söndürsem yokluğunun yorgunluğunu.
Bu akşamüstü,
Dinletsem solgun aydınlıkları,
Uyanır mı hafifliği mucizelerin?
Keskinliğini kelimelerin,
Duyuşların bulanıklığını
Çizsem bulutlara.
Hatırlanır mı
Dönüp dolaşınca
Dönüp dolaşan düşünüşlerin sonrası?
İsterim görkemli varışları
Ve ayrılışın birazını,
Yolda kalmışlığını defalarca vazgeçişin,
Çünkü
Birikmek isterim yürüyüşlerine hislerin.
Ruhum bunlara saklı,
Anlaşılır mı?
Can one describe hands
of loving sunsets,
the swaying of its sound,
Melancholy of having to grow it’s flowers,
Can one describe
How your eyelash long to be the sky?
If I hide the height in paintings,
Would it reach
Would it stay in the wind of traces?
If I watch
How seas are placed in frames,
Colors gliding in it’s waves
And day,
Can one paint the glints of distance?
If I douse the exhaustion of your absence.
This evening,
If I make you listen the faded brightnesses,
Would the weightlessness of miracles awaken?
The sharpness of words,
The haziness of hearings
If I draw these on the clouds.
Can one remember,
The following thoughts
Which get tangled in your mind
When you wander around outside.
I would want glorious arrivals
And even some part of the separations,
To be halfway through giving up again and again
Because
I would like to accumulate on the way feelings walk.
My soul is kept for these,
Can you see?
https://pen-centre.by/wp-content/uploads/2020/04/Sema-Duman.pdf