Şubat ayı için değerli yazar Pelin Buzluk’a ulaştık. Gençler için bir okuma listesi hazırladı. İyi okumalar! 

1. Edip Cansever / Tragedyalar

“Hikayesi, güçlü atmosferi, karakterleri ve imge yoğun diliyle Cansever’in ‘Tragedyalar’ı her türün okuruna, her türün yazarına müthiş bir düş dünyası açıyor.”

 2. Onat Kutlar/ İshak

“‘İshak’ta Onat Kutlar sözcüklerle nasıl sahne kurulur, sorusuna çok güzel cevaplar veriyor. Sinematografik bir gözün düzyazıda nasıl işlediğini görüyoruz, öykünün güzel örneklerini okuyoruz.”

3. Dino Buzzati / Tanrı’yı Gören Köpek

“Buzzati romancı olarak bilinse de aynı zamanda çok iyi bir öykücü. Gerçek ile gerçeküstünün sınırını belirsizleştiren, ironiyi ustaca kullanan öyküleri var.”

4. Susan Sontag ile söyleşi / Bilincin Kapısını Aralamak

“Sontag, imgeye, kurguya, fotoğrafa, hastalığa, acıya… yaklaşımı ve yeniden yorumları ile çok kuvvetli etkiler doğuran bir düşünür. Bu uzun söyleşi hem Sontag’la tanışmak için iyi bir fırsat hem de bütün bu başlıkların gündeliğe nasıl sirayet ettiğini görmek için bir fırsat.”

5. Yaşar Kemal / Alemdağ’da Var Bir Yılan

“‘Alemdağ’da Var Bir Yılan’ Sait Faik öykücülüğünün gerçeküstünün alanına girdiği, okurlar ve edebiyat çevrelerince talep edilen ve sevilenden öte kendi yazmak istediğine daha çok yaklaştığı öykülerden oluşuyor. Öykü okuru ve yazarı olmak yolunda es geçilemeyecek, tekrar tekrar okunacak bir kitap.”

Bunları da Sevebilirsiniz

1869’un 22 Kasım’ında Paris’te dünyaya geldi André Gide. Babası Katolik bir hukuk profesörü, annesi ise dönemin tanınmış Protestan ailelerinden birinin kızıydı. Dolayısıyla içerisine doğduğu bu çatışmalarla örülü ortam, küçük yaşlardan itibaren onun aykırı ve sorgulayıcı mizacını ortaya çıkaran gizil bir güç olmuştur. Gide’in sanatla ilk ilişkisi piyano ile başladı, piyano çalmayı çok erken öğrenmeye başlayan …

Share

“İlk zamanlar ne güzeldi. Yeni yeni tanımaya başlamıştık birbirimizi. Başını göğsümden, boynumdan, kucağımdan ayırmazdı. Sessiz sedasız uzanırdık, ben bazen kitap okurdum ona. Masal kitapları, romanlar, şiirler. Hafifçe burnunu sıkıştırıverirdi boynuma, öpmeme izin verirdi o zaman, saçlarını okşayabilirdim. O başını yaslayınca saatlerce kıpırdamazdım rahatı kaçmasın diye. Bir milim uzağa gitsin istemezdim. Yemeği beraber hazırlardık, beraber yerdik. …

Share
Önceki / Previous Boşluğun Gözleri / The Eyes of Emptıness
Sonraki / Next Pelin Buzluk