Ümit Narin, 28 yaşında, Felsefe Bölümü Master Öğrencisi, Aydın’da yaşıyor.
“Kolay değil. Çok uzun zamandır evde bu kadar izole bir şekilde yaşadığımı, kapalı bir hafta iki hafta geçirdiğimi hatırlamıyorum. Aslında ilk günler neyi nasıl yapmam gerektiğini bilmiyordum, çünkü ben günlük hayatta sabah 8 gibi evden çıkıp akşam 9-10’da eve giren bir insanım. Dolayısıyla günün büyük bir bölümünü evde geçirmek
başlarda büyük bir sorundu. Sonra tabi yavaş yavaş adapte olmaya başlayınca ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Bazı ödevlerim vardı yüksek lisanstan onları yaptım, yazmam gerekiyordu ama yazamıyordum, yazmaya başladım, evde olunca daha iyi yazabildiğimin farkına vardım. Yemek yapmaya başladım, çok eğlenceli. Bir renk verseydim mesela, mutfak benim için beyaz olurdu, orada kendimi çok rahat hissediyorum. Balkon nefes alabileceğim tek yer, maviye açılır o yüzden mavidir.”
“Aslında evde neler yaparsın diye sorulduğunda yüzde doksanın vereceği cevap kitap okumak. Bana sorarsan kitabın bu izolasyon sürecini hafifletecek bir malzeme olarak önerilmesi hoşuma gitmiyor. Kitap okumak benim için bir farklılık değil, zaman geçirmek için elime aldığım bir şey de değil, ciddi bir iş, bunun evde olup olmamakla da bir ilgisi yok aslında, film için de aynı şeyi düşünüyorum.”
“E-kitaplara erişim kolaylaştı, üniversiteler arşivlerini online’a açtı, kültür sanat ekinlikleri de öyle. Bence normalde de olması gereken şeylerdi bunlar. Karantina zamanlarında mı açılması gerekirdi? Geçenlerde bir arkadaşımla konuşurken keşfettim: Hani Nietzsche bir cümlesinde şunu der: “Ceza insanı eğitmez, evcilleştirir. Ama modern dönemde Foucault bunu hastaneler olarak değiştirir. Hani doktora gidersin, grip olduğunu söyler, ilacını verip gönderir. Bu sınırlı değişmezlikte iyileşmen beklenir. Biz evdeyiz, sınırlı bir çerçevemiz var, yaşamdan kopuğuz, ama düşüncelerimiz de bu sınırlara takılıyor. Evinde mutlu olmayan, buhran yaşayan insanlar var. Bu aslında insanların normal zamanlarda da evde dolu bir zaman geçirmediklerini, teknolojiyi oyalanmak için kullandıklarını açığa çıkardı. Şimdi yeni bir şey deniyoruz, teknolojiyi dolu şeyler için kullanmayı öğreniyoruz.”
“Düşünsel üretimler için çok ilginç bir dönem olabilir. Kısa vadede olmasa da ben bu süreçten her şeyi değiştirebilecek çok nitelikli kitapların, zengin fikirlerin, kalemlerin çıkacağını düşünüyorum. Büyük bir bolluk olabilir bu anlamda. Evet, hepimiz şu anda panik içerisindeyiz. Panik içerisinde olan insanlar düşünsel üretim yapamazlar. Ülkenin durumu, koronavirüs yüzünden ölenler, ölen insanlar için duyduğumuz acı, kaygı… Bunlar daha çok ilgilendiriyor. Evimizdeyiz ama hiç olmadığımız kadar dışarıyı izlediğimiz bir süreç. Fakat her şeyden önce bu bir adaptasyon süreci. İnsan bu süreci atlattıktan sonra kendine dönmeye başlıyor ve kendine dönen insan üretmeye başlıyor. Bu yüzden yeni üretimlerin fışkıracağı bir dönemi bekliyorum kendi adıma.”
Ümit Narin, 28 years old, Graduate student of Philosophy, lives in Aydın.
“It’s not easy. I can’t remember living in such an isolated way at home for a very long time, spending a week or two behind closed doors. Actually, I didn’t know what to do in the first few days. Previously I would leave my home by 8am in the morning only to return by 9 or even 10 o’clock at night. Therefore, spending most of the day at home was a big problem at first. Then, when I started to adapt slowly, I thought about how I
should spend my time. I had some homework for my postgraduate degree and I did it. I had difficulties with that I needed to write; I realized when I started writing that I could write better when I was at home. I started cooking and found it fun. I assigned colours to different parts of the house. For instance, the kitchen would be white for me, I feel very comfortable there. The balcony is the only place I can breathe, it would be blue because it’s open to the blue sky.”
“Actually, when people are asked what they do at home, the answer that ninety percent will give is read a book. If you ask me, I don’t like that books are recommended as a material to alleviate this isolation process. Reading books is nothing new for me, it is not something I do in my spare time, but a serious job. Actually this has nothing to do with being at home or not, I think the same applies to movies.”
“Access to e-books has become easier. Universities have uploaded their archives to the internet. Culture and art events has also been made easier. I feel these things should have happened regardless of quarantine. Was it necessary to wait for quarantine to do this? When talking to a friend, I found out that Nietzsche said, you know too: “Punishment cannot train people to be different, only tame them.” However, in today’s world, Foucault changes this word into hospitals. For example when you go to see a doctor and he tells you you have the flu, gives you medicine and then sends you away. I mean, you are expected to recover in this limited invariance. We are at home and have a limited frame, disconnected from life, but our thoughts are also stuck in the limits of our walls. There are people who aren’t happy at home and are bored to death. This actually implies that generally people don’t spend time at home doing things that are useful to them and use technology to waste time. Now we try something new, we learn to use technology efficiently.”
“It can be a very interesting period for intellectual creations. Although not in the short term, I feel that very qualified books, rich ideas and incredible writers will come out of this process. There can be a huge abundance in this sense. Yes, we are all in panic right now. People who are in panic cannot create intellectual works. The state of the country, those who died due to coronavirus, the pain and anxiety we have for the people who died. These concern us more now. We are at home, yet it is a process where we watch external world as never before. But first of all, this is an adaptation process. After a person has overcome this process, he begins to turn to himself. And the person who turns to himself begins to write and produce. So my expectation is that it will be a period in which new creations will spring up.”