o vedalar ki bıçak mevsimidir mademoiselle écureuil
bavula sığmayanların
yürekte taşındığı yolculuklarda
loş otobüslerin boğazladığı otogar akşamlarında
bilet satılır yan koltuğu boş cesetlere
kendilerine
“yalnız ” yerine
“yolcu” diyebilsinler diye
o bilenmiş mevsimde
senden sonra
hiçbir çingene uğramıyor masamın ahşap tenhalığına
öldürdüğü gülleri
sevgine dikmek için
konuşkan çingenelerden öğrendim
rengahenk suskunlukları
ve yürekten dile kıvrılırken
yalan taşlarıyla kirlenmesin diye
sana bakir bir iç denizi sustum
ki bilirim
aynı dilde susabilirken
konuşulursa bir veda
sözcükler
dilde suç aletidir
keskin mevsimlerin öğrettiğidir:
giden vurmaz
ama
kalan ölür mademoiselle écureuil
çokça unutulur
sen anımsa
vedalar
yasal birer cinayettir