TÜRKÇE

Eşyaları toplanmış bir eve benziyordun yürürken
Dünyayı avuç avuç doldurmuştun cebine, yaşantını da
Gölgen gençliğini anımsatıyordu herkese
Bilirdin yine de Tanrısız ölünmeyeceğini
Gecemiz ne çok mezarlıktı
Ne çok Meryem
Yaşamak için saksıya koymuştun gözlerini
Şehir, limon ekşisi zamanın, güneş suskun
Bir buluta sarılmıştın korkudan
Yarım asırlık küllükleri doğurmuş ağzın
Nasıl da yutuyordu sabahı
Ayakkabılarından utanır mıydı yol, utanmıştı
Geride acının kamburu kalmış izleğiyle
Eşyaları toplanmış bir eve benziyordun yürürken

Hatırasızlığın yüzü görünmüştü.

 

ENGLISH

Translated with the author’s approval by Ege Dündar

You resembled a home with its furniture packed up,
You had the world in hand fulls stuffed in your pockets, and your life
Your shadow reminded everyone of your youth
You knew still there is no dying without a god
Our night was neither much of a cemetery
Nor Mother Mary,
You had placed your eyes in a pot to survive.
The city belonged to time’s bitter lemon, the sun reticent
You had cuddled to a cloud out of fear
Your mouth had given birth to half a century old ashtrays
How it swallowed up the morning
Could a path be ashamed of your shoes, it was
Leaving threads of pain’s hunchback behind
You resembled a house with its furniture packed up
 The lack of reminiscence was in sight

Bunları da Sevebilirsiniz

Şubat ayı önerileri için ünlü yazar ve Uluslararası PEN Yönetim Kurulu Üyesi Burhan Sönmez’e ulaştık ve sebepleri ile birlikte genç yazarlara tavsiye edeceği kitapları sorduk. 1. Elıas Canettı / Kitle ve İktidar Original Title: Masse und Macht “Hayat ansiklopedisi gibi bir eser. Başucunda tutulacak, ara ara açılıp, herhangi bir sayfasından okunabilecek ender kitaplardan” Elias Canetti’nin …

Share

 1927’nin Ağustos sıcağında altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi ünlü şairimiz Turgut Uyar. Babası Hayri Bey, Ankara’nın ilk sokak levhalarını Latin harfleriyle büyük bir emekle yazan ünlü bir hattattır. Şairin, çocukluğundan beri epey duygusal ve naif bir karakteri varmış; ki çocukluğundan söz ederken naklettiği şu sözler bu yoğunluğu çok iyi aktarıyor bize: “Hüzünlü bir çocuktum. Nedense hep ağlamaya hazır. Ağabeyim bana sataştıkça annem, “Yapma …

Share

Bekliyorum harekeli saniyelerin, Bileklerimde kıvrılmasını. Dudaklarımda yeni bir aşkın amentüsü… Ve tüm yol kenarlarının kayıp girizgahları… Öteleniyor buruk sevinçlerimde. Portreler asıyorum kalyon boylarına. Renksiz ve mat… Mona Lisa gülüşünü izliyorum bir duvar kenarında. Tüm tılsımı çözülüyor sardunyaların. Titrek bir yaprak oluyorum, Basamakları tek tek çıkarken, Kendime düşen her patikada. Yok oluyor çocukluk anılarım. Yalpalaya yalpalaya …

Share
Önceki / Previous DÜŞ(ü)M(deki)ANLAR
Sonraki / Next İlkyaz's New Issue Is Out!