İlkyaz’da Değişimler Kapıda
İlkyaz olarak her sayımızda öncelikle üç genç yazarı tanıtıyoruz. Bir öykü veya birkaç şiirden oluşan bu eserleri İlkyaz gönüllüleri olarak İngilizce’ye çeviriyor ve dünya kamuoyuyla tanıştırmak için çabalıyoruz. Bunun yanısıra farklı köşelerle de gittikçe daha fazla genç yazara yer açıyoruz. Fakat bu sayımızı yayına hazırlanırken bir seri zorluk yaşadığımızı sizlere bildirmek isteriz. Global bir etkisi olan Covid-19 pandemisi, Uluslararası PEN ile olan maksimum iki senelik anlaşmamızın sona yaklaşıyor oluşu ve çoğunlukla gönüllü veya part-time çalışan beş kişilik küçük bir ekibimizin olması,, her ay çevirileriyle beraber yeni bir sayı çıkarma olanaklarımızı oldukça düşürüyor. Bu zorluklar karşısında kendi ayaklarımız üzerinde durabilmek, ilerleyen süreçte yayın hayatımıza devam edebilmek amacıyla fon arayışı en mühim amaçlarımızdan biri ve bunun üzerine sürekli çalışıyoruz.
Elbette ki, para karşılığı içerik, abonelik gibi konseptlerin edebiyata, özellikle genç edebiyata yakışmayacağı inancımızı projemizin başından beri koruduk, koruyacağız. Yine de iki yıllık hayatında 9 yaşından 35 yaşına uzanan 200 genç yazarı ülkenin dört bir yanından ayda ortalama 6 bin okurla bir araya getirip yayınlayabildik, buna minnettarız. İlkyaz’ın ruhunu besleyen siz yazarlar ve ilgilenip büyüten siz okurlar, bu camiamızın devamını sağlamak için fikirleriniz, destek konusunda önerileriniz olursa, bize ilkyaz2018@gmail.com ulaşabilirseniz, seviniriz. Bir yandan fon arayışlarımızı sürdürürken biz de bu yeni durumlara uyum sağlamak için çabalayacağız.
Bu krizi avantaja çevirebileceğimizi düşünüyoruz, bu konuda genç yazarlarımızın sözünden Türkiye üzerine bir röportaj/podcast serisi, her ay yayın yapmak yerine daha derinlikli, dolu dizgin, dergi benzeri bir rutine evrilmek gibi girişimlerimiz var. An itibariyle peşinde olduğumuz yabancı ve/veya yerli sivil toplum örgütleri, farklı partnerler ile işbirliği olanakları da cabası. Bütün bu konularda ve İlkyaz ile ilgili değişecek, değişmeyecek her konuda sizlerle bilgi paylaşımını sürdüreceğiz.
27.Sayı
Elimizdeki yeni derlemeyi keşfetmeden önce son bir not: yukarıda bahsettiğimiz zorluklardan dolayı geç kalındığı için, bu sayıda normalde yayınladığımız üç ana yazar sayısına altıya çıkarmaya karar verdik. Aynı şekilde Kalemdaşlar, Blog yazıları gibi bazı diğer köşelerimizde yayınladığımız yazar sayısını da normal kapasitemizin iki katına çıkardık. Önümüzdeki ay boyunca da yeni yazılarla güncellemelerimiz olacak. Takipte kalın, keyifli, bol keşifli okumalar dileriz!
*Her sayımıza gelen bini aşan başvurudan, çeviri kapasitemizden ötürü pek azı ana yazar olarak seçiliyor. Bu sebeple hak ettikleri okurları daha çok genç yazarla buluşturabilmek amacı ile kurduğumuz Kalemdaş köşesine buradan ulaşabilirsiniz.
*”15-“ kısmında yeterince okuyamadığımız, henüz 15 yaşın altındaki yazarlarımıza, sanat ile edebiyatın işbirliğine yer açan “Edebiyat +” köşesinde Hüseyin Babacan’ın yeni eserlerine ve “bizden” biyografik hikayeler toplayan “İnsan Portreleri’ne” göz atmayı unutmayın!
*Yeni sayımızda genç yazarlar için okuma önerileri, Türkiye’nin en tanınan ve sevilen yazarlarından Ece Temelkuran’dan!
Bu ay “İlkyaz’ıları” dosyamızın konuğu ise edebiyatımızın saygıdeğer üstadlarından Oktay Rıfat!
Yenilenen içerikler ve genç yazarlarımızın düşünce özlü yazıları için anasayfamızdaki blogu ve sayfanın sonundaki kollektif müzik listemizi ziyaret edebilirsiniz!
Ozan Güven – Sirius
Değiştim çocuk. Belki sözler, yaşanılanları hissettirmez. Belki konuşmak, yalnızca kuru gürültüden başka bir şey değildir. Fakat değişim milyonlarca kelimenin tüm anlamlarından daha çok şey ifade eder. Bir gün bir anlam kazanırsın ve bir daha hiçbir anlam ondan seni kurtaramaz. Ben bir gün ansızın kendimi kafamın içinde buldum. Ne kadar derine gideceğimi bilmiyordum. Çünkü bazen bazı şeylerle yüzleşmek için, yine bazı riskleri almak gerekiyordu. Canın yanmadan mutlu olacağına inandığını biliyorum. Ancak olamayacaksın. Eskiden rüzgârı arkama alıp günlerce, aylarca koşabileceğimi düşünürdüm. Çocuklar gece yatmadan fantastik hayaller kurarlar, biliyorum sen de düşünüyorsun. Yarın okula gidince hoşlandığın kızın gönlünü kazanmak için planlar yapıp duruyorsun kafanda. Mesela uçmak istiyorsun onunla beraber. Ona tüm gökyüzünü göstermek istiyorsun. Biliyorum, içinde en ufak bir bencillik kalıntısı dahi yok. Sen başkalarını mutlu etmekten keyif duyuyorsun. Yoksa mesele bulutlar değil. Orada tek başına süzülmekte değil, bir başkasının yüzündeki gülücük olabilmek mesele.
Yazar Hakkında:
Ben Ozan Güven. 24 yaşındayım ve Başkent Üniversitesi İletişim Tasarımı bölümü son sınıf öğrencisiyim. Ankara’nın gri havasını solumuş ve tüm kasvetini daha temiz duygularla süzgeçten geçirip yazılara aktarmış birisiyim. Yazmış olduğum iki roman belki de süzgeçten tam olarak
geçemediği için bir köşede basılmayı bekliyor. Yazmanın sonsuzluğuna hayran kalmış, bir gün yazdıklarının raflarda okunmayı, beyazperdede izlenmeyi bekleyen eserler olmasını dileyen ve tüm bunları yine sonsuza kadar bekleyecek olan bir gencim.
Eren Şahin – Bir Park İçin İsim Önerileri / Name Suggestions For A Park
Unutulmuş bir ceset gibi
bulmuştum kendimi yaman bir parkta
kaldırıp başımı zoraki, siyah mı siyah
şöyle kallavi tabut dilemiştim silah geceden
çırılçıplak tenler hecelemişti azgın kelimelerim,
morfin dilemiştim
sakat köpekler, sakat çağlar, sakat yüzüm için,
bir şey dilemiştim söylenmeyecek
ağır tahrik ve ağır tahribat,
yoksun çöl, keza hakim bozkır dallardan sarkmıştı
sarkıtmıştım yani gevşemiş etlerimi,
cesedime bir ad koymuştum:
soluğu nüfus memurluğunda almıştık.
Yazar Hakkında:
11 Aralık 1990 Almanya/Wuppertal doğumlu. 1995 yılında ailesiyle Almanya’dan Türkiye’ye döndüler ve Ankara’ya yerleştiler. Ahmet Vefik Paşa İlköğretim Okulu’nda ardından Ankara Lisesi’nde okudu. Lisans eğitimini Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamladı.
İlk şiirleri Kıyı Kültür ve Sanat dergisi’nde yayımlandı.(2016) Ardından Bireylikler, Yasak Meyve, Sincan İstasyonu, Şehir, Şiiri Özlüyorum, Edebiyat Nöbeti, Eliz, Hayâl gibi çeşitli dergilerde şiirlerine yer verildi. İlk şiir kitabı ‘’Yıldızlı Sıfır’’ Yazılı Kâğıt Yayınları’ndan 2020 yılında yayımlanıp raflardaki yerini almıştır. İkinci şiir kitabı ise; ‘’Akşamcılar Puantiyeli Rüzgâr Giyer’’ Klaros Yayınları’nın Dip Serisi kategorisinde 2021 yılının Ocak ayında yayımlanmış ve 2021 Kemal Özer Şiir Yarışması’nda jüri özel ödülüne lâyık görülmüştür. Üçüncü şiir kitabını şu sıralar hazırlayan Şahin, martıları cüretkâr, güvercinleri miskin, kendini yolsuz buluyor ve ısrarla Ankara’da yaşamaya devam ediyor.
Zeynep Arya – Çok Kısa Bir Mum / A Very Short Candle
Ellerimin kesikleri vardı kesiklerin yaraları
İçinden b ile başlayan benlikler fırlayan
Masal tanelerinin arılığına sığınan peri kızları,
Asla o peri kızlarından olamadı kimdi ise bilinmez
Ayın çengeline asılı hayaller
Ütülenmez ama kırışmaz da
Kimdi ise bilinmez peri kızınaydı.
Yazar Hakkında:
1996 yılında İstanbul’da doğdu, Özyeğin Üniversitesi psikoloji bölümünü bitirdi ve nörobilim alanında ilerlemek istiyor. Aynı zamanda şiirler, kısa öyküler yazıyor. Şimdiye kadar bazı şiirleri Lirik Dergi’de, Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi ve Şiirden Dergisi’nde yayımlandı.
Ozan Bozdoğan – Yansımalar / Reflections
Korkuyorum ölürken çırpınamamaktan
Zamanın noktalarına kaskatı yazılmaktan
Korkuyorum kendimi bildim bileli
İçimde küçücük zapt ettiğim o hissin
Tüm vücudumu alıkoymasından
Toprağı avuçluyorum o yüzden
-hiçbir sebep yokken-
Türküler dinliyorum inceden
Türkü
Zamanın eleğinden geçerek bize ulaşan
İnsan özü yani
Yazar Hakkında:
İsmim Ozan Bozdoğan. Ekim 1992’de Adana’da doğdum. Liseyi Adana 75. Yıl Anadolu Lisesi’nde okuduktan sonra Ankara’ya giderek Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nü bitirdim. Okurum, müzik dinlerim ve ara sıra yazarım. Evliyim ve Sivas/Suşehri’nde yaşıyorum.
Kübra Özelçi – Uyanış / Wake Up Call
Haksızlığa uğramış olmaktan çok kendine haksızlık ettiğinin bilincine vardı sonra. Başkaları onu hep ‘gerçek yaşam’a çekmeye çalışırken ortada durmak kendi seçimiydi mesela. Fakat başka durumu da seçemezdi ki! ‘İstenen yaşam’ın yaşadığı yaşama en uzak tarafta durmasına tahammül edemezdi. Böyle bir seçim vazgeçmek; oysa ortada durmak umut demekti, diye düşündü. ‘Umut ama nasıl umut’ dedi içinden. Deşil-mavi, dipdiri, parlak bir umut değil. Karamsarca bir umut. Yaşama sebebi olan değil de, ölümü durmadan ertelenen bir mahkumun umudu gibi bir umut. Tekrar bir burukluk hissetti. İki vadinin arasında çarpa çarpa kırk yıl boyunca düşmeye benzetti yaşamını. İçi de ondan böyle parçalanmış olmalıydı. Ondan uzun süreli depresyonalizasyonlarla mücadele etmek zorunda kalmıştı. Bu adına ‘gerçek yaşam’ dediği ve yaşamak istediği arasındaki bölünme, kendi bedeninden ruhunu da ayırmıştı kimi zaman.
Yazar Hakkında:
Biyografik bilgi bekleniyor.
Fatih Filizay – Her Kuşluk Vakti Görünen Peri de Ölüyor / The Fairy Appearing Every Mid-morning Also Dies
Meyhane mahcup, dili kor dökmemiş
Hâyın bir akşamdan kalma
Yerde adamlar ve kusmuklar
Yukarıdan bakıyor herkese, keyiflidir
Kimsenin oturmadığı topal sandalye
Yazar Hakkında: Biyografik bilgi paylaşımı tercih edilmedi.