Edip Cansever – Sona Kalsa


SONA KALSA

Usul usul konuşuyorlar aralarında

Denize bakıyorlar bazen – çatalını gezdiriyor biri tabağında –

Gölgesi bir kuş ölüsü Karşıda yeni budanmış bir ağacın –

Olsa, başlangıçlar sona kalsa –

Kolyesiyle oynuyor kadın – tabağımda soyulmuş elma –

Saatime bakıyorum sık sık

Kapıyı gözlüyorum arada

Biraz soğuk mu geliyor ne – kapatır mısın –

Sinirli bir kırmızılık suya batıyor

Düşünüyorum, ansızın bir dost yüzü mü

Görmemişim de yıllarca. Gelse

Değişmiş çok, yaşlanmış da

Sigaramı yakıyor durmadan

İstemem diyemiyorum – ama yakmasa –

Konuşuyoruz – konuşuyor muyuz –

Yazmayı bırakmış çoktan

Gerçi bir roman taslağı varmış kafasında

“Bir elimde elma, elmada bir el” diyorum

Hayretle bakıyor yüzüme

Bir bardak bira içiyor, çekip gidiyor az sonra.

 Kadranı kırmızı saat

Plasterle tutturulmuş kırık cam

Şurda burda plastik çiçekler

Evet, aralık kapıdan soğuk geliyor

Tam kalbimin üzerine bu akşam.

 Ölüm

Sen en güzelsin bu saatlerde

Büyütmüş yetiştirmişsin beni

Söyler miyim hiç sana hayran olmasam.

Bugün de ince, bugün de kırıldı kırılacak

Bugün de

Tam nerede kalmışsam.

Edip Cansever
( 1928 – 1986 )

Sonrası Kalır II, Bütün Şiirleri, S. 379-380

Bunları da Sevebilirsiniz

Is humanity destined for a futuristic utopia? Or are we heading blindly towards life in a nightmarish surveillance state? Both scenarios still seem possible as increased digitalization is turning us into a fully networked society. The Internet is in the process of infiltrating all aspects of human life. “Reformed techno-utopian” and filmmaker Brett Gaylor ventures …

Share

İlkyaz olarak her sayımızda öncelikle üç genç yazarı tanıtıyoruz. Bir öykü veya birkaç şiirden oluşan bu eserleri İlkyaz gönüllüleri olarak İngilizce’ye çeviriyor ve dünya kamuoyuyla tanıştırmak için çabalıyoruz. Bunun yanısıra farklı köşelerle de gittikçe daha fazla genç yazara yer açıyoruz. Yeni sayımızın içeriğinden özetler aşağıda! Henüz okuma şansı bulamadıysanız bir önceki sayının yazılarına buradan ulaşabilirsiniz. Bu ay …

Share
Önceki / Previous Ekin Bernay: Yaşarken Parla
Sonraki / Next MARTINA PFEILER: TEN POETRY FILMS FOR STIMULATING DISCUSSIONS