aklaş 

Sezebilirsen şayet 

Susacaklarım var sana 

Mesela vakit tamam olurken eksik kalan birkaç şeydir 

Benim için yaşamak 

Ne attımsa öğütülecek 

Baktım değirmen taşı çatlak  

Karıncalara düşer portremi sermek  

Buralarda bizi en iyi atlar tanır ancak 

 

Bir yanım dağlar arasında mukim  

Öbürü küheylan üzerinde bir yolcudur ey Ulak  

İnmek yasak 

Demedin oyun ve oyalanmadır bu zemin, yapma 

Aldanma, kanma, n’olur inanma 

Demedin bu tengnada atını şaha kaldırma 

 

Koşarken küheylan 

Bileklerin incinir ipini ellerine dolarsan 

Tozu dumana katıp yapma diyeydin ardımdan 

Gitme diyeydin 

Hem bak nalbant da hasta  

Çölde rahvan gitmek bu nallarla olmazdı oysa  

 

Yırttım iki yaka arasında müphem olmak kumaşını 

Attım hevesat yükünü Komet üzerinden 

Asra yemin olsun ki 

Yaktım asarı ve geçtim serden 

İndim beşere giden rahvanın tepesinden 

Çölde olmak  

Ziyanlık değil 

 

Yaşamak boğazda bir yumru 

Ne bir parça ekmek ne de bir damla su geçmiyor 

Ki heybem mushaf ve suyla dolu  

Eşyalarla sınırdır berzah, meyyit biliyor  

Bir mahkum gibi tellerle örülü 

İnsan büyüdükçe daha az yaşıyor  

 

‘Şey’lere bir örtü geçirilmiştir 

Bilmez Yusuf’u kuyuya atan ırsi 

Bunu bilmez ihbar edilmiş İsa’nın havarisi 

Oysa  yüzün, gözün, ellerindir şeylerin her zerresi 

Basiret dilerim yerin ve göğün yaratıcısından 

Basiret ya Rabbelalemin   

De ki, bileyim  

Gördüğüm ile sandığım arasındaki çizgide 

Nasıl vav olunurmuş 

Sezeyim 

 

Sabır taşıyor desem Eyûb incinir 

Gidiyorum desem bak yetmedi 

Denedim sineye çekmeyi gücümün reddettiğini 

Ona da sebat süsü verdim yalan değil 

 

Aşk desem şu yaşamak Rahman gücenir  

Layık mıyım? Vallahi O da değil 

Bir uzlet getiriyor seni misafir, bir ıstırap yüreğime  

Ki acıtmıyor değil  

Adın geçse  

Atım eğilir 

 

Yoruyor Habil olmak meziyeti  

Ulak’a söyleyin 

Nereden geliyor bu şişe, nereden akmakta bu nehir 

Küçük kara balık nerede? 

Ya kalabalık ne yapacak dağlar bir bir yürütüldüğünde 

Fikir, kafamda bir örs bir çekiç, vuruyor  

Ve İnsan büyüdükçe daha az soruyor  

 

Ayaklandık 

Atım ve ben 

Gönüllü sürgün olmak Levh-i Mahfuz’da günah değil 

Hakk’a giden yol gönülden geçermiş  

Gönlü dergah bilmeyen  

bizden değil  

 

Hasret Topçu-Edirne 2022 

Bunları da Sevebilirsiniz

K24’ten alınmadır. 25 Ekim 2018’de Columbia Üniversitesi’nde “Edward W. Said Anma Konuşması’nı yapan Hisham Matar’ın konuşma metni, Yasemin Çongar tarafından yazarın özel izniyle Türkçeye çevrilmiştir. Hisham Matar – Misafirler / The Guests Bazı rüyalar hafızadan silinirken diğerleri niçin kalıcı oluyor, üstelik sadece hafızada bütün canlılıklarıyla korunmakla kalmayıp tarifsiz birtakım vesilelerle niçin hatırımıza geliveriyorlar emin değilim. …

Share

En çok yalnız kaldığımda zorlanırım Kalp odacıklarımın çalkantıları Beynimde gezen zehir zemberek Değil beni tüm dünyayı yönettiği iddiasıyla adeta Kurnaz ve yabancı atomların vızıltısı Zihnim gibi zellim saçak organlarımın homurtusu En çok o zaman duyulur Aynaya ne hacet Ben gözlerin öne bakıp arkayı gördüğüne inanırım.

Share

A tough-minded reflection on the cost of being a witness to traumatic history – shared via Carol Rumens at The Guardian Before It Is All Gone It will be different – nobody will cry, nobody will be cold, nobody will stand at the door, it will be better, for sure. I have to repeat this to …

Share
Önceki / Previous Kabul
Sonraki / Next Beton Ormanda Gezinti