Aynalara kıskıvrak yakalandığıyla kaldı
Saçlarında güz renklerini eskittiğiyle kaldı
Dünyayı bir kusur gibi yaşayışı vardı ya Diluşka’nın
Matruşkalarda elle tutulur bir cevap arayışı
Matruşkalarda kendini elle tutulur buluşu vardı ya Diluşka’nın
Aynalardan kaçmayıp da ne yapsındı
Diluşka kendini sevmiyordu hepsi bu
Diluşka’nın Lili’ye benzeyeceği çok açık*
Aynalardan kaçıp kurtulamayacağı çok açık
Aynalara kıskıvrak yakalanacağı apaçık
Diluşka yaşamanın yabancısı
Yüreklerde kalan bir yanı vardı ki yüzünün
Dağılgan sesi bize ormanların derinliğinden
Belki dalgın bir tavşan deliğinden
Ve gözleri bir zaman nasıl yıktıysa göğü ortamıza
Adım atılacak bir yerküre kalmadı aramızda
Diluşka durdursa hızlı trenleri, uçakları, dört tekere giden otomobilleri
Diluşka sonlandırabilse kentsel dönüşümleri, iş makinalarını, yapmaları, yıkmaları
Diluşka ah bir bitirebilirse trafikleri, “Eve erken dön!”leri, geç kalınmadan türeyen kızmaları
Sohbet edeceğiz
Ama yaşamak bu değil Diluşka
Bu ancak çalıntı bir mevsim
*Sezai Karakoç’un Lili şiiri
Diluşka got caught by mirrors
She was left with her hair wearing out autumn’s colors
Diluşka had a way of living, the world like a great flaw
She searched Matryoshkas for a tangible answer
Diluşka found meaning in herself through Matyroshkas
What else could she do but evade mirrors
Diluşka disliked herself is all
Diluşka will be like Lili*
And she can’t escape mirrors surely
She will get caught and trapped in an instant apparently
Diluşka is a stranger to living
She had a face that found a way to other hearts
A dispersed voice through the deep forests
Maybe from a pensive rabbit’s hole
And how her eyes seared down the sky between us
There wasn’t a piece of earth left to walk through
If Diluşka could stop the trains, plains and anything on four wheels
If she could stop the urbanisation, construction vehicles, the do’s and destroys
Oh if she could stop the traffic, “Come home early!”s, the anger we face when late
We can have a chat
But this isn’t living Diluşka
This is a stolen season at most
*Sezai Karakoç’s poem “Lili”