Affet beni dudaklarım çok mu pürüzlü
Saçlarına mı takılıyor nasırlı parmaklarım
Bir çatının altında ağlamaklar yerine
Zümrüt yeşili yarınlar kokan
Denizler mi kaynıyor bitkin gözlerimde
Affet beni dudaklarım çok mu pürüzlü
Kayıp bir neslin yükü var belimde
Affet beni üstümüzde kukla gibi bir hilal
Peri bakışlı dansözler etrafına asılı
Tanrı hançerini göğün kalbine çekmiş
Kalbimde hep bir özlem
Hep bir yapraktan kopan serzeniş
Affet beni bakışların baharlara bedel
Ama hayat benimkileri göklere dikmiş
Bu kayıp nesil beni affetmedi
Biliyorum son insanlarız kalanını bilmiyorum
Oturmuş dersliklerde İngilizce konuşuyoruz
Birbirimize kapılar açıyor küfürler ediyoruz
Gözümüzü güneş alıyor ceplerimize
bakıyoruz
Dumanlar çoğaldıkça kafamızı eğiyoruz
Küller birikiyor küller küller
En derinlerde en yükseklerde
Bu yüzden sığmıyorum dersliklere
Otobüslere ofislere normali oynadığımız
her bir yere
Bundan mahkumum birkaç böceğe
Puslu kıtalara ıslak ormanlara
Ah bi’ bilsen bi’ bilsen çökeceğim
Şu çalılarda serçeler olmasa
Ah bir bıraksam kendimi
Çağlarca çağlarca ağlasam
Affet beni belli değil mi tiksintim
Belli değil mi yağmur damlalarında nefretim
Tanrı gökyüzünden bir kitap çizmiş
Onlarca bahtiyar sayfanın arasından
En anlamsızına beni oturtmuş
Haklı değil mi bu vardığım çıkmaz sokakta
Kimsecikler duymadan ağlayışım
Affet beni şuracıkta ayaklarına kapandım
Eski birkaç şeye veda ediyorum
İzin ver ipince belinden tutayım
Serin serin köylerde birer kahve içelim
Ben anlattım sen anlat rahatlayalım