Geç kalan yeni sayımız için gönülden üzgünüz. Doğrusu İlkyaz’ın hayatını sürdürebilmesi ve geleceğe sağlam temellerle uzanabilmesi için çalışmalarımızı bir süre duraksatmak zorunda kaldık. Bu zamanı ekibimizi genişletmeye odaklanarak kullandıktan sonra Norveç PEN sayesinde yenilediğimiz fonun elimize ulaşmasıyla tekrar işe koyuluyoruz. Artık 5 kişilik ekibimize eklenen 10 temsilci ile birlikte 15 kişi sayılırız!

Temsilcilik nedir? 

Kuruluşundan bu yana İlkyaz’ın genç yazarlara birbirleriyle bağlantı kurabilecekleri bir platform olmasını istemiştik. Bu sebeple İlkyaz’a tanıştıklarından bu yana içten destek veren genç yazarlardan oluşan 10 kişilik bir ekip belirledik.

Elbette bizleri gönülden destekleyen tek grup bu isimler değildi. Daha nicesi bizleri bulup yücelttiği için müteşekkir hissediyoruz. Ekibin bir öncü grup olmasını umuyor ve zamanla, el verdikçe geliştirmeyi amaçlıyoruz

Şimdilik bu grup kimi toplantılarımıza katılıp, süreçlerimizi gözlemleyerek görüş belirtecek, girişimlerimize istedikleri noktalarda ortak veya destek olabilecek.

Omuz vermeyi kabul eden, aşağıda adı geçen arkadaşlarımıza çok teşekkür ederiz.

Sinan Cumart, Meliz Elendil, Adem Öner, Mehmet Sarı Sezgin, İmgesu Ünal, Farabi Orhan, Eşref Yener,  Suhan Laletayyin, Binnaz Deniz Yıldız, Uğur Akkaş

İleride 

“Ben de dahil olmak isterim!” diyenlerin başımızın üstünde yeri var, grubu zaman içinde genişletmek emellerimizden bir tanesi. Olası fikirlerinizi her zaman bize gönderebilirsiniz, teşvik ederiz, elimizden geldikçe dahil etmeye çabalarız. Takdir edersiniz ki kapasitesi halihazırda çok sınırlı olan bir grubu bir arada tutamadan büyütme çabası şu anda boyumuza büyük gelebilir. Yine de yeni dostların da katılımı ile e-posta üzerinden iletişimimizi de sıklaştıracağız. Bize ilkyaz2018@gmail.com adresinden veya sitemizin iletişim kısmından ulaşabilirsiniz.

Uzatmadan, 32.Sayı!

Henüz okuma şansı bulamadıysanız bir önceki sayının yazılarına buradan, 2018’e kadar uzanan arşivimize ise buradan ulaşabilirsiniz.

Yayın ve çeviri kapasitemizden ötürü elimize ulaşan yüzleri eserden pek azı  ana yazar olarak seçilip emek karşılığı gelir eşliğinde İngilizce’ye çevrilebiliyor. Bu sebeple hak ettikleri okurları daha çok genç yazarla buluşturma amaçlı Kalemdaş köşemize buradan ulaşabilirsiniz. 

-“15-“ kısmında yeterince okuyamadığımız, henüz 15 yaşın altındaki yazarlarımızı okuyabilirsiniz.

-Sanat ile edebiyatın işbirliğine yer açan “Edebiyat +” köşesine ve “bizden” biyografik hikayeler toplayan  “İnsan Portreleri’nde” temsilcimiz Uğur Akkaş’ın dosyasına da göz atmayı unutmayın!

-Yeni sayımızda temsilcimiz Sinan Cumart’ın ulaştığı değerli yazar Zafer Köse’nin genç yazarlara okuma önerilerinin yanısıra tavsiyelerini de paylaştığı kısa bir söyleşi ile yayınlıyoruz.

-Sabahattin Ali’nin gençliğinde Potsdam’dan bir şiir yazdığını? biliyor muydunuz, anasayfamızda bulabilirsiniz. 

-Temsilcilerimizden Adem Öner ve Binnaz Deniz Yıldız da yeni yazılarıyla sayımıza katkı sağladılar, sağolsunlar, hepsi ve dahası için sizleri 32. sayıyı keşfe bekliyoruz.

Yazar Zafer Köse bizi kırmadı ve düşüncelerini genç yazarlarla paylaştı

Yeni Kaybettiğimiz Edebiyat Sevdalısı Milan Kundera’nın İlk Eseri, İlkyaz’ıları Dosyasında!

Bu ay “İlkyaz’ıları”  dosyamızın konuğu geçtiğimiz ay yitirdiğimiz edebiyat ustalarından Milan Kundera’dan! Usta yazarların yayınlanan ilk eserlerini arşivlediğimiz köşeye buradan ulaşabilirsiniz. 

 

Yenilenen içerikler ve düşünce özlü yazılar için anasayfamızdaki blogu ve ortak müzik listemizi ziyaret edebilirsiniz!

 

Yankı Yıldırım – Gece Cinleri / Nightly Genies

Sacide, elindeki çay tepsisiyle salona girdi. Oya hemen davranıp tepsiyi elinden aldı. Bu ani hareketle birkaç çay döküldü. Oya’dan boşalan yere oturdu Sacide. İstemsiz elini cebine attı, düğüm olmuş bir peçeteye denk gelince sanki ateşe değmiş gibi çekti elini.

Yıllar önce babası aniden kalpten gidince, Sacide’nin annesinin ilk cümlesi “Ölüm Allah’ın emridir,” olmuştu. Sonra da kızlarını bir odaya çekip şöyle demişti:

“Elalemin içinde ağlamak, bağırmak yok. Milletin ayağı çekilince istediğinizi yapın. O zamana kadar yumun ağzınızı.”

Yazar Hakkında: 

1992 yılında Kars’ta doğdum. 2014 yılında İzmir Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. 2019 yılından beri İzmir’de serbest avukatlık yapmaktayım.

Instagram :yankiyildirimm

 

Azer Güden – Taş / Stone 

“Serhat, hadi kalk oğlum. Serhat, kurban olduğum hadi kalk, bak baban kızmasın. Koyunlar dışarıda bekliyor.”

Annesi, oğlunu koyunlar için uyandırmaya çalışıyordu. Serhat ise yorganı tamamen üzerine çekip uyumanın derdindeydi. Yaz mevsimi olsa da Van’da geceleri hava soğuk oluyordu. Anne, çocuğunun yüzüne uzun uzun baktı. Siyah kısa saçlarını elleriyle okşadı. Bir kez daha kaldırmaya yeltendi.

“Serhat, hadi kalk oğlum.”

Serhat, çapaklanmış kirpiklerini birbirinden ayırarak başının ucunda duran annesine baktı. Gözlerindeki uyuma isteği birdenbire kaybolmuş, yerini şaşkınlık almıştı. Çatallaşan sesiyle sordu.

“Anne, sen ne zaman geldin?”

Yazar hakkında: 01.07.1997

 

Anıl Bayram – Bir Linçin Anatomisi / The Anatomy of a Lynching

melatonin: Göçmen karşıtlığının pik yaptığı şu günlerde Bishr Riyad isimli bir genç, karın tokluğuna çalıştığı inşaattan çıktıktan sonra, hava kararmaya yakın, biraz olsun serinlemek için Moda sahiline gelmiş ve kayalıkların ardındaki çimlere atıvermişti yorgun bedenini. Yerli halkın kendisine yönelik öfkeli bakışlarını umursamadan sırtını yürüyüş yoluna dönerek bir süre uyukladı. 

Yazar hakkında:

Anadolu’da küçük bir kasabada boş zamanlarında deneysel kısa öyküler üzerinde çalışan otuz yaşındaki herhangi bir kişi.

 

Mehmet Cebe- Kuşlar, Telaşlar / Birds and Bustles

Üç kez kustum, üçü de farklı renkti. Ne diye o eti yedim ki! Attılar öylece önüme; düşünmezler. Olacağı buydu. İnsanın öyle bol ki kuytusu. Benden küçükleri bu yüzden hep tembihlerim: Kimseye güven ol-maz. Olmaz. Olmamalı. Su akıntısı söylemişti: “Yeme onu kız, yüreğim kadar pis.” Dinlemedim. Dinlemem. Anam peşimde az miyavlamadı.

 

Yazar hakkında:

1998 yılında Mersin’de doğdum. Öykülerim bazen yayımlandı bazen yayımlanamadı. Sağlıkçıyım. Didim’de yaşamaktayım. Ha bir de mümkünse iletmemi istedi: yazmak eylemi yalnızca tuzağına düşürdüğü bünyelerden sorumluymuş.

Twitter:     @manikgelincik
İnstagram: teiresias1

 

 

Bunları da Sevebilirsiniz

Bundan tam üç milyar yıl önceydi. Mavi gezegen kapkara, yuvarlak bir top gibi boşlukta sallanıyor; sönmüş ciğerlerine dolan kirli havayı acı acı öksürüyordu. Yeşil olan her şey çürüyüp yok olmuştu. Uzuvları çeşitli yerlerinden kesilen ağaçlar can çekişiyor; çırılçıplak kalan toprak sıcaktan kavruldukça acı acı inliyordu. O engin, mavi suların her damlasını kana kana içmişti güneş. Çürüyen göklerden tek bir damla …

Share

Titrek sokak lambasındaki son ışığız Yalnızız, çevrilmiş dört köşemiz Son baharda dökülmeyen son yaprağız Bir alev değil, buzdur bizi yakan Bir kanadımız doğuya diğeri batıya uzanır Keskin bakışlarımız güneşi eritir Ellerimiz aya ulaşır Bir uçsak  sıradağlar saklanır Çağ açar çağ kapatırız Bir hasretimiz vardır Evren kadar karmaşıktır Bir düşmanımız vardır İçten içe kemirir bizi Kenetlenmiş …

Share

PEN merkezleri her ay genç yazarlarımızı dünyaya tanıtıyor.Nisan ayı yazıları için sıra PEN Güney Afrika Merkezi’nde… İlkyaz olarak sitemizin “Yazılar” bölümünde her ay üç genç kalemi tanıştıracağız sizlerle. Bu eserleri İngilizce’nin yanısıra her ay dünyanın farklı yerinde konumlanan bir PEN merkezi o ülkenin diline çevirip üyelerine ve ülkelerine tanıtacak. Bu sayede, edebiyatımız uluslararası alanda yeni …

Share
Önceki / Previous İlkyaz Issue #32 Is Out!
Sonraki / Next Antika Bir Sonbahar / An Ancient Autumn