TÜRKÇE

Yüzümü göğün gece rengine döndüm.
Gönlümü derme çatma gecekondunun
Yontula yontula
Eğrilmiş, büğrülmüş bozuk yoluna…
Düşey iklimleri soluyan göğsümde
Dik açılarla bata çıka dirileşti bir anda hüznüm…
Ve o an parmak uçlarımla sıyırdım siyahı,
Kedere garip
Umuda çalıntı
Yeşile düştüm…
Döktüm de dilimi
İrili ufaklı taşlara
Peltek peltek
Kelimeleri de çalmayı beceremem ki kaldırımlara…
Yok, gediğini üstlenmem hayatın
Suçtan muafım, malum acun eğik…!
Eksikliğime eksiklik kattıkça çoğalır o dakika sahifeler
Zamanla yarışır halde
Koparırım ruhumu
Yırtık pırtık
Bir kızgınlıktan doğan bin öfke ile…
Söküğümü de dikemem.!
O ki bütünlenememem
Kendime…
Ama bölünmüşüm
Bölük pörçük…
Ne yaparsın,
Hecem bozuk…
Sen geceye uyuldururken
Ateş böceklerinin ordugahından
Karanlığı yara yara dayandı ışık…!
Düşüm yine
Pencerem hafif aralık…
Küçük bir köz bıraktı ömrüme,
Aşk’ın sıyrık sıyrık dizlerinden…
İttim canımı
Gayrılıktan gözlerine…
Düştüm, hemen de kalktım
Yarıklardan yanıklardan yürüdüm
Teke tek,
Kendi kendime…
Şem’in yamula yumula erir gövdesine değmeden
Kıyısından berisinden dolana dolana
Öylece uzaktan baka baka…
Kaç kere, bile isteye
Sayenin sınırına eş çizgide

İlgecinden yakaladım bu kez, bırakır mıyım?

Uyandım aşk’a son bir nefes ile
Saat üçü kırk beş geçe.
Sen, uyuldur
Bu şiir ki ödünç verildi göğe
Serçelerin ötüşüyle
Elbet yetişir ömrüne
Sen yeter ki sabaha pencereni aralık bırak!

ENGLISH

I turned my face to the color of night sky.
My heart driven to the bent and meandering path
Chipped away, bit by bit
To a makeshift shantytown…

On my chest breathing vertical climates
My sadness suddenly came alive, sunk in and out of vertical angles…
And at that moment I scraped the black with my fingertips,
Estranged to grief
Stolen of hope
I fell into the green…
I spilled my tongue too,
To stones of all sizes
In pelts,
But I can’t manage to sidewalks…
No, I don’t take on the breaches of life
I’m exempt from crime, as you know, the world is tilted!
As I add to my deficiency, then the pages multiply
Racing against time
I tear my soul out
Torn and ragged
With a thousand angers born of one resentment…
I can’t sew what I teared either!
That is that I cannot be integrated.
Into myself…
But I’m divided
Piece by piece…

What do you do,
My syllables are broken…
While you sleep into the night
From the army camp of the fireflies
The light endured splitting through the darkness…!
I fell again
My window slightly ajar…
He left a little ember in my life,
From love’s scraped knees…
I pushed my life
From the sight into his eyes…
I fell, and I got up immediately
I walked through crevices, burns
One-on-one
By myself…
Without touching the candles skewed melting body
Going around and around its shore
Just staring at it from afar…
How many times, even willingly
On the borderlines of shadows

I caught it by the sting this time, would I let it go?
I woke up with one last breath to love
Forty-five minutes past three o’clock.
You, be asleep
This poem that was lent to the sky
With the singing of sparrows
Surely will catch up with your life
As long as you make sure in the morning

To leave your window ajar!

 

Bunları da Sevebilirsiniz

EDEBİYAT: NİL AKAY  – DÜRTÜ / IMPULSE / IMPULS I Kalemin kapağını kaçıncı kez çıkarıp taktığının farkında bile değildi. Kapağın üzerindeki etiketin bir ucu kapaktan sıyrılmış ve arasına toz dolmuştu. Ucu sıyrılmış etiketi yerine yapıştırmayı denedi fakat o kadar kirlenmişti ki etiketin yapışkanı gittiği için yapışmıyordu. Tırnağıyla kirlenmiş yapışkanı kazıdı. Artık istese de etiketin ucu …

Share

  “Her şeyin fazlasını zarar” sözünü kanıtlar gibiyim şu sıralar. Ya da dibe vurduğum için sadece siyahı görebiliyorum. (Siyah tüm renkleri içinde kapsar.) Her şey dağınık bilinmeyen bir şehirde yaşamak gibi. Bu şehir geçmişle ya da gelecek hayalleriyle dolu gri bir şehir. Gerçek hayat o kadar sıkıcı ki gri şehri rengarenk gibi görüyorum. Tek yapabildiğim …

Share

140 Journos siyasi ve toplumsal dinamikler eğlence anlayışını değiştirirken, son yıllarda “riskli” görülen eğlence yatırımları da farklı sektörlere kayıyor. büyükşehirlerdeki eğlence kültürü, destinasyon festivalleriyle alternatif lokasyonlara yayılırken; endüstrinin el değiştirmesi so nrası türkiye’nin kültür-sanat dünyası bu dönüşümden nasıl etkileniyor? 140journos’tan “değişen eğlence endüstrisi“ 🎧 apollo 440 – stop the rock 🎧 david august – agatha …

Share
Önceki / Previous Ağustosun Böceği / August's Bug
Sonraki / Next Annemin Aynası