Kalemdaş
İlkyaz olarak, kapasitemiz gereği her ay çevirileriyle üç ana esere yer verebiliyoruz. Yapılan oylamalar sonucunda ilk üç içerisinde yer bulamayan fakat yayımlanmıyor olmasının hem yazara hem de okura haksızlık olduğunu düşündüğümüz nitelikli eserler için de özgül bir alan açmayı ihtiyaç gördük. Okurla buluşmayı sonuna dek hak eden çalışmaları çevirisiz paylaşacağımız bu müstesna köşeye “Kalemdaş” ismini verdik.
Kanadı Kırılmış Kuş
Kanadı kırılmış bir kuş Ölümden beter hali Toprağa tutsak olmuş Aklı kalbi gökte… Diğerleri süzülmenin verdiği huzurdan söz edecekler Sanki hiç yan yana olmamışlar gibi… yukarıdan bakıcaklar Gözü hep yüksekte olucak, Başı hep yukarıda.. denizdeki yansımanın güzelliğini anlatacaklar Sanki O hiç görmemiş gibi Ve o dinleyecek Hiç uçmamış gibi

KAR KÜRESİ
Denizle gökyüzü bir midir? Kirpiklerimin ötesinde kuşlar dokunur balıkların dudaklarına. Siyah mıdır ufkum? Ya da mavi, Sonsuz mavi… Gökyüzü ayaklarımın altındadır, Deniz başımın üstünde… Dünya bir kar küresidir, Sallanır dururum içinde. Kim alt üst eder hayatımı böyle? Tanrı mıdır acaba? Hediyesi miyimdir meleklerin? Her sallanışımda gökten acılar yağar üstüme, Ben kiraz çiçeklerini beklerim… Her sallanışımda …

Ayja ile Konuşmalar I
ay ışığının ulaşmadığı yerde küçük bir su birikintisi aydınlatıyor beni karşımda ileri geri koşuyor insanlar ağaçlarsa oldukları yerde sayıyor hava soğuk değil dünün aksine öylece çıplak ruhumla bekliyorum olacağını sandığım yerde bu bi sanrı da olabilir düşününce ama değil biliyorum adını Ayja koyuyorum

Argın Arı Kuşu
Kendine çarpan küçük kız O an çarparak kendi dönen dumanında Çırpınışı çünkü son arı kuşunun Yaşamın sökük ipliğinde Oyalanıyorum Neden sökülmüş neden Ve görkemli dizeler yazsam belki Yardımcı olamaz argın kimliğime Su titrek hep, Göğ antik çağ’da kalmış gözümde Toprağı bulamıyorum Tanrı’m Bu yüzden kahve rengini seviyorum. Tozuttu o zihin savurdu beden atomlarını, damıttı deliliği …

Dolu Dolu Bir Gece
Yağışlardan yağan dolu Benim kalbim acı dolu Yürüyorum sokaklarda Her yer koşuşan insan dolu Bir o kadar da kaçamayanlarla dolu Gözlerim yaşlarla dolu Aldığım darbeler karşısında Koruyamadığım bedenimde ruhum gibi yara dolu Yollar battaniyeyle kaplanmış araba dolu Sokak titreyen insan dolu Varmı başka bunları yaşayan dünyada Memleket benim gibi evsizlerle dolu

Vaha
Avlusuna kubbenin yürürsen kurtulursun Meydana konan kuşu beslemiş bir çocuksun Gönlünün tekeline almışsın hasretleri Hikayesini Zin’in okumadan duymuşsun Maviyi severim de kırmızıya karşıysan İlla omuz bulunur sarılmaktan kaçmazsan Dört kapak da kapalı sende kalmamış umut Bahane etme kışı, mevsim içinde soğuk Düşmek kalkmak yük değil ayakların alışır Yüreğine hicret et, sahibiyle bir tanış Annene koşar …

Hastayı Yalnız Bırakmayalım Lütfen
Gök atları güller getiriyor Hastayı yalnız bırakmayalım lütfen Mahya veren Allah’ın elleridir elleriniz Duyuyorum Mumların kıyısında beni arıyor yüzüm Sesimi yıllar önce vurdular Şemsiyelere gülmedi yağmurlar Kelebekler mevsimi değil Hastayı yalnız bırakmayalım lütfen Yaşamak var ölmekten daha sıcak Ellerimi kuşları severken unuttum Banklar gibi uzakları seyrediyor ağzım Şey, biraz kalbinizi açar mısınız Hava …

İki Yolcu
Her şey bir lisanla başladı İnsan insana bir lisanla çiçek açtı Şehirden iki yolcu çıktı yollara Yol dediysem, sınırları belli değil Sınır koymak yakışmazdı onlara İnsan ait olmadığı yerde buldu aradığını Ben aradım mı bulduğumu? Satılmış özgürlüklerimden vazgeçtim Hoş, hiç gözüm olmamıştı Dolaştığım mezarlıklarda buldum huzuru Sen dipsiz kuyular, çakmak çakmak gözler Üstü …

Titrek sokak lambasındaki son ışığız
Titrek sokak lambasındaki son ışığız Yalnızız, çevrilmiş dört köşemiz Son baharda dökülmeyen son yaprağız Bir alev değil, buzdur bizi yakan Bir kanadımız doğuya diğeri batıya uzanır Keskin bakışlarımız güneşi eritir Ellerimiz aya ulaşır Bir uçsak sıradağlar saklanır Çağ açar çağ kapatırız Bir hasretimiz vardır Evren kadar karmaşıktır Bir düşmanımız vardır İçten içe kemirir bizi Kenetlenmiş …