Pazar, Mayıs 5 2024

Kalemdaş

İlkyaz olarak, kapasitemiz gereği her ay çevirileriyle üç ana esere yer verebiliyoruz. Yapılan oylamalar sonucunda ilk üç içerisinde yer bulamayan fakat yayımlanmıyor olmasının hem yazara hem de okura haksızlık olduğunu düşündüğümüz nitelikli eserler için de özgül bir alan açmayı ihtiyaç gördük. Okurla buluşmayı sonuna dek hak eden çalışmaları çevirisiz paylaşacağımız bu müstesna köşeye “Kalemdaş” ismini verdik.

Benim yangın merdivenim şiir yazmak ve okumak. Bazen sigara içmeye çıkarım yangın merdiveninin ruhuna tezat olarak. Bazen, ya yangın çıkarsa diye o korkuya sarılmak.   Karanlık bir sokaktır, ışığı fazla yoktur, az yokuştur şiir yazmak . Az daha aydınlıktır, pileli bir etek, vatkalı bir ceket, köstekli bir saattir şiir okumak. 25 yaşımdan 3 parmak kalındır kar tabakası. Mevcudiyetimizden 3 arşın geri. …

dolaştım, yedi kıta bir dünya.. gördüm iklimlerini saydım adım adım iki insan arası uzaklığı -bir gözden diğerine birkaç bin kilometre hüzün kilometrekare yüz(ün)ölçümü- ihtiyarlığıma büyüyüp çocukluğuma düştüm düşe-kalka yürüdüm koştum düşe-kalka yedi kıta bir çocuğu düşümde gördüm.. kömür karası, mısır püskülü, kir tutmuş beyaz buğday tanesi rengi insanlar gördüm gördüm tenin rengini, rengin renge verdiği …

şimdi bir şiir yazacağım su ısınmadan, kahve icat olmadan ve mürekkep kurumadan. bir halı işlemeyi ne kadar isterdim… bunun için bir şiir yazacağım. kırmızıyı morun altından geçireceğim, kaç defa olduğunu hesap etmeden. ama her defasında hatırını sayacağım, belki saçlarını anacağım, kaynayan suya modern kahveler yaftalayacağım… bu sırada bir adam uyanıp karısını öpecek gırtlağından geç geceye …

Saat 3.00 İzmir otogarındayım. Biletimi çıkarıp kontrol ettim.10 Temmuz 3.15 Akçatı Köyü. Bir sigara içip geçtim koltuğuma. Sırtım ağrıyor. Yorgunum. Uykuyla aram çok iyi değil. Evde olduğum zamanlarda da ya çok uyurum ya da hiç uyuyamam. Öğleden sonra biraz uyumuştum. Bu beni gün içinde idare ederdi. Umduğum zamanın dışındayım.Uyuyabilmek güzeldi ki telefon çaldı.Uyandım.15-20 dakika olmuştu …

Siyah kelebekler çeşmesi adın Hayatın yirmi dört saat ya da benim Uzakdoğudan arkadaşın var Elleri uzun,gözleri nemli, tutturulmuş gibi Kederli rıhtım yağmurları gözleri senli Musonlarından getirdiği Hüzünlerden elemli Sen korkansın, ikircikli akşamlarda Hayatı yaşamadan Onu kaybetmekten olacak belki Belki nisanlar anlamadığından Seni ya da beni ya da bizi Papatyalar taze tükendi Havalar eski zaman sarhoşu …

bir tabanca kabzası gibi iner enseme her gün sert soğuk acılı temasıyla muteber yetimlik mezar taşı yok diye resmiyet kazanamamış gayri resmi acılar musallat eden ebeveynlik serde yıkımını bekleyen çıplak bina sükûneti kapısı penceresi yok fakat yumrukları kurulu tad alma duyusu elinden alınmış bir gençlik yapma çiçeklere su vermek her umut ediş

En büyük çaresizliktir sizin bu rutin tavırlarınız. Yağmurdan sonra taşlara dikkatli basarak yürürsünüz ellerinizde şemsiyelerinizle. Bir son bahar sabahı yüzünüze vuran rüzgarın saçlarınızı bozmasına izin vermezsiniz Hiç toprağa değmez ayaklarınız, gözleriniz bir şiirin son harfinde kalmaz hiç… Şarkılarda çalan son notayı, kaldırımlarda yalpalayan naif ruhları, karanlık gecedeki parlak yıldızları hissedemezsiniz. Bir iş dönüşü koltuk altına …

kuşlarla mesaiye başlamamın sebebi var o değil içimde bir şey büyüyor bunu da bilemedin sessizlik askıda duruyor giyindim oturuşunda olumsuz aktarım sigaran seni içiyor içimde bir şey büyüyor bu ironi trafik akışındaki espriyi gösteriyorum imlasız konuşacağız seninle arkamızda iz bırakmamak lazım boynundaki veballerden kolye yapıyorum yerleştiriyorum tarihin içine seni postmodern kalıyorsun gittin gitmen tarihsel bir yargı …

Üst üste konulan taşlardan, taşların arasına çekilen sıvalardan oluşmuş bir yığın, bir tuğla yığınıyım ben. Her katında farklı bir sırrın yaşadığı bir binanın 3. katındaki bir daireyim. Üst katımdaki evde sevinç var bir haftadır. Aileye yeni katılan bir bebeğin getirdiği sevinç. Yüzlerinde gülücük var tüm ailenin. Ufaklığın ağlama sesi geliyor ara sıra. Hemen ardından tatlı ninni sesleri. Alt …

MENU

Back